Papatyasız Durak
Kuşlar çağırdı gözlerini
Dilimdeki bu kekreklik ondan Sulanmış güllerin alnında Güneşin bağrında Ümitler filizleniyor Çıkrıksız kuyunun mavisi nasıl karadır ! Sokak lambasındaki kelebek asırlardır Senin uğruna, sana doğru rûberû Kırılıp aşkı bulmaktadır Hayatın cilvesi klakson sesi, simit buğusu Rıhtımdaki yere düşmüş gazeteler Saçlarının Mayıs kokusu Zeytinden kuleler sepetlerde Gizli bir el uzanır içimde bir yerde Saat oynaşır durur yelsiz yelkovansız Kaldırım taşındaki papatya gitmiş bugün Sabahleyin alıvermiş onu efendi İlk defa özlem çektim İlk defa içim burkuldu bu akşam Yağmur büyüttü onu, Güneş ısıttı Mahmure teyze sevdi kokladı Kuşlar çağırdı, rüzgar kulağına fısıldadı Kırıldım tam doğrulduğum yerden Sokak lambası karardı aniden Gözlerimin önünde hayali dururken Nasıl bakabilirim aşka yeniden Papatyasız durak koydum adını Otobüsler ağladı geçerken |