MAVİDEN BİR IRMAK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Utanç yüklü şiirlerin kelamında Uzun çok uzun bir yergi: Ayaklarında şairin yorgun iklim Devasa yangın. Sure sure çalınan ismim Neydim de neylerim? Hatırşinas bir yüklemde Kayıpların mealine özenirim. Naşında ömrün teyakkuza durduğum; Aşkın piri satırlarda için için eridiğim Bir hitabe Göğün miğferi: Oldu olacak assınlar ruhumu ve bedenimi. Kükreyen ılıman yürekte Saklı keramet: Meylettiğim derinlerde Sicilime hakaret adeta Issızlığın saklı hasreti. Yalnızlığın ölçüsüz hicranı; Sevmekten de geri durmayan Varlığın özlem ve acıyla imtihanı. Nakşeden bir tomurcukta saklı ismim; Beyit beyit gezerim ben: Kimliğimle iştigal Bir hasret bir aşkı k/özlerim. Şühedasıyım yorgunluğun; Yeknesak varlığın erip erişeceği Belki atıl bir sunum Şiirin inkârında Yollara düşüp Gözümden sakınırken tüm âlemi: Namert bir kelam olamam Yanlı bir selamda takılı gözüm Göğsümde ömrün yükü: Temaşası günü birlik hüzünlerin… Bir ikramı bir ikrarı ne mümkün? Kefil olduğum beylik cümlelerin de özrü Tıknefes bir gölgede baygın ruhun Selametle arşınladığım beyhude yokuşun Bir de mecrası bilinmezin: Yenik düşmek de değil hani Vuku bulan asalet Ne de olsa aşkına yenik düştüm evrenin. Zaaflarım kadar gurur duyduğum İçimdeki özün.
İdame ettiğim ömrün vuku bulan
Dirayetine şükrüm. Nabzımda atmayan yanlışların Şehla düşlerin de emrine verdiğim Nefsin günahlarına sirayet eden bedellerle Yıkadığım ruhumun Pürü pak vasıfların da tanıklığında Gıybete düşmeden yolum… Yol aldığım bazen yol verdiğim Sitemlerin olmaz elbet inkârı. Göğe tente kurdum: Maviden bir ırmak. Yüreğe sus emri verdim: Yandan yana yürüyen çaylak bir kelam Bazen sıfatların yağdığı Ahkâmlardan kayıp giden yaşlarıma Sadece Yaratanın tanıklığı Bir ölüp bir dirildiğim İstanbul semalarında. Yangın bildiğim ömrün Günü birlik telaşı Aslında erdemin, İhlâsın ve vefanın seyri Yine doğan ayın cemalinde Yüz yıllık ömrü belki bitimsiz emellerin. Zaruri bir düşüş. Bir sunum belki vazgeçiş; Ne yanlı ne isyanı soylu bir serzeniş: Yüreğin infilakı Her saydam gölgede Müridi olduğum sevginin ikramı Günbegün seyreliş. Toplayalım gidelim hadi; Geride bırakıp ihaneti ve yalanı. Sorguda gecikmeden Öncelikle nefsin terbiyesi Soylu bir son dileyelim Olmaz elbette mütereddit ruhun gazabı Ne de bir alay Bilip bilmeden yâd ettiğimiz eşrafı. Sevip de düştüğümüz yollara: Kekremsi düşlere ve özlem duyduğumuz Sevgiliye itaat ettiğimiz kadar İlahi Aşkın tezahürü. Her gölgede ve kusurda Kendimizi bulduğumuz kadar Yüreğin geniş cepheli seyrüseferinde Bin bir naz ile Edebi edindiğimiz Ez kaza ölümü teğet geçtiğimiz Yine makberin asılı kaldığı gökyüzünde Bir buse kadar terennüm yüklü Seven yürekte ihya ettiğimiz Benliğin mimarı. Yeniden başa döndüğümüz Olmasa da mecalimiz Esir tutulduğumuz asaletin ikramı Kulluğun hitabesinde bir özne Tabiri caizse yeniden doğmanın Teşrif ettiği dönencede Sabit kılındığımız aşkın şahikası Temsili bir resimde Mutluluğa çalım atan âşık yüreğin ibrazı. |
Şiiri çok beğendim, tebrikler…
Kaleminize ve şiirinize sağlık...
………….………………. Saygı ve Selamlar…