Göç
Sen beni ılık bir kış masallarına inandırdın.
Yak şu ateşi Ve kopar ipini bütün düğümlerin.. Bu bir şiir değil Kendi boşluğuma baka kaldım gittiğinde. İçimde bir kelebek daha öldü . Bir yığın kuş kırıldı kanadından. Göç ettik .. Sonra, Uzun bir mektup tutuşturdum kalbimin eline Yazmadığım hikayeler kadar kırık. Ve odamda Yatağımın kenarında Bezgin, Ve ortadan ikiye ayrılmış bir kağıt parçası gibi. Dirhem dirhem uzaklara dalıp giden bir yorgunluk kaldı içimde .. Mesela bazı geceler ağladığım zaman, İçimden geçen onca nehir, ve zehir bir birine karışıyor. Ve kime sorsan sor Kaburgalarımın ağrısından ve sönmeyen bir sigara dumanından tanıyorlar beni .. Ben elmayı ısırmadan ve suyu koymadan bardağa, Besmele çeken, Ve garip inançları olan bir kadınım.. Uzun elbiseler giyince, Bedenimi tekmeleyen adamlardan korkmayı unutturduğum oluyor kendime. Dua edince, Ve eğilince diz boyu kibleye, Konuşacak hiç bir şeyim olmuyor haliyle.. Susma işte ! Suskunluğum olma .. Bir ses Olmayan bir sesi duyuyorum. İçime doğru akan ve hiç yorulmayan, Bir deniz ve gök .. Taş parçalarını kırıyorum Kibrit çöplerini Ve kalemi.. Ellerimle dokunduğum bütün ayrılıkları öldürüyorum. Şimdi, Geriye doğru üç adım var.. Sonsuz bir yaşamın ucundan geç kalınmış bir iz doğuruyorum.. Duvarlar ıslak kadın resimleriyle dolu. Kendi yokluğumu çizdiğimi hatırlıyorum. Sonra sildim. Geriye doğru üç harf Hep geriye doğru. Geriye doğru, Geriye doğru, Geriye doğru .. Yaşadım, yaşlandım, Öldüm.. Özge Özgen |
Yüreğinize sağlık Özge Hanım.
Tebrikler kaleme..
Saygılar...