Kasım naraları
gece zemheri kusarken yüreğime
sıkı sarıl kendine, üşüyorum ben gözlerinde çiseleyen özlem yanaklarımı sıvayan yokluğun bizi ters kelepçeye alan aşk dışına vuran fırtına, içimi yakan ateş bir de şehir suskunluğu volta atınca alemde can yakan şiirler yazıyorum fecrime düşen çiğ çatlatırken dudağımı yüzüme dayanan dizlerim, soluma vuran sen oluyorsun beynimin duvarlarını döven endişeler kırık mısralarda akıp giden saatler sen hariç ne varsa siliniyor belleğimden kaybolmak, kendini arayıp bulamamak ve kimi zaman yanmak güzeldir aşk işte, alevden üryan bırak tutuşsun şiirler gece gözlerine perdeyi indirdiğinde yalnızlık düşer gönül kentime har olur solumda özlem, kar olur sağımda yokluğun sonbahar gövdesinden kırılır savrulan yapraklar, üşüyen kaldırımları örter bir ben kalırım ayazda bir ben üşürüm yokluğunda kasım naraları atıyor sokaklar fırtınanın gelişi rüzgarın ıslığından yokluğun içimin yangınından bellidir gözlerimin arkına vuran bu hırçın dalga yanaklarımdan seller taşırır aşkın posta kutusu yok adres sormuyor duygular... |
Saygı ve hürmetlerimle.