zincir
İlaçlardan dengesi bozulmuş bir akıl hastasının titreyen sağ eli gibiyim bugün
bir yandan Ahmet kaya dinleyip diğer yandan Atatürkü sevip, turnam Mardine gidersen türküsü içip sarhoş olmuş gibiyim. herkese benden arsız bir çığlık. bir çığlıkta ben atıp sağıran bütün kulaklara, ütsüme biraz heman giyip "göglegelerin gücü adına" kırsam Arif’in parangasını... Neşet Ertaşta öldü. rakıda ateş pahası otursam bir kilo lili marlen türküsü içsem bir avuç bitlis tütünüyle uzanıp kendi elimi sıksam böyle mahçup. camele zam gelmiş biraz daha az acı stok etmeli az anlatılmış ruyalardan hızlı geçmeli hatta kısa kısa düşünmeli... seni düşünmenin fen bilgisiyle bir ilgisi yok. zaten seni sevmenin müfredatta da yeri yoktu. kaç model hüznüm bilmiyorum. endişem, beynimin koridorlarinda volta atıyor. yabani bir şiire sığınıyorum. yine kıramıyorum zincirin halkalarını. |
Hüznün her cağda büründüğü model aynı aslında.Hüzün iste içten gelen gözyaşının ruha katkıları diyelim .Selamlıyorum şiire sığamayan yüregi