Umutsuz serzeniş
Ben nasılım mı?
Nasılım? Sanırım herşeyi anlatır bu cümle... Ben... Bu yitik aşktan geriye kalan... Azrailin insan görüntüsü gibiyim... ---- Biliyorum... Yaşamak zorunda bırakıldığın, başka bir hayatın düşündesin... Ben ise yüreğimi delip geçen... Umutsuzluğun... Çaresizliğin pençesindeyim... Geçmişin kollarında, yani bıraktığın yerdeyim... ---- Peki... Herşeye rağmen elimi uzatsam... Ve gel desem... Biliyorum... Büyük haksızlık olur sana... Tıpkı yaşadıklarımız gibi... Ama... Bir yangın yeri gibi yüreğim... Günden güne daha da alevleniyor... Ne yapsam fayda etmiyor... Sönmüyor içimdeki ateş... Sönmüyor... ---- Bilmiyorum... Zamanın bize ilaç mı olacağını... Yoksa sonumuz mu olacağını... Bilmiyorum işte... Bildiğim tek şey var... O da sensiz yapamıyorum... Aslında... Bir telefon kadar yakınsın bana... Ve de bir ölüm kadar uzaktasın... ---- Anlatamam... Anlatamam sana... Dillendiremem ki... Ben böyleyim işte... Dirhem dirhem yok olduğumu... Sana anlatamam... ---- Ne çok şey hayal etmiştik... Bazen düşler görüyorum... Hayallere dalıyorum... Senli hayallere... Bitmesin istiyorum... Hiç uyanmasam diyorum... Zaman herşeyi bizden alıp giderken... Ben çaresizlik içinde umutsuzca... Kahrolup bitiyorum... Yazan : Recep Hamza |