Altı numaraŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 16.02.1999 yılında kaybettiğim amcama...
İçim ürpererek kalktım Sıcacık yatağımdan Korkarak Sabahın köründe çalan bu kapı zili Hiç hayra alamet değil di sanki Amcam ölmüş O cana yakındı yakışıklıydı Delikanlıydı Karayağız boylu poslu bir adamdı Simsiyah gür saçları vardı Her sabah musluğun altında yıkadığı saçları Hacı Şakir kokardı Bir limon boca ederdi sonra Sert rüzgarlarda bozulmasın fiyakası Dağılmasın diye Hep siyah çizgili takım elbise giyerdi Ve hiç çift çizgi olmazdı pantolonu Kızgın kül dolu ütü ile itina ile ütülerdi Yatağın altına koyup sabah cillop gibi giyinir Yeşilçamdan fırlamış artist gibi dolandırdı ortalıkta İlk bayram harçlığımızı o verirdi Şakacıydı Güleryüzlüydü Bir oğlu iki kızı vardı Bir tanesi de yolda bugün yarın doğdu doğacaktı Amcalarımın içinde en baba yarısı olandı Sekiz kardeşin altı numarasıydı Bir hafta önce görüşmüştük köyde Hayırlı bir işimiz vardı Pazar günü yine toplanacaktık Şekeri çukulatayı ben hallederim dedi Biz öldük mü hallederiz dedi Bayrama da on gün falan kalmıştı Bayram öncesi sözü keselim düğün Allah kerim dedi Güldü İnciler döküldü Bıyık altı gülüşlerinden /soğuk bir şubat gününde ağıtlar eşliğinde uğurladık/ Bayram geldi geçti Yokluğun koca bir taş gibi oturdu Kalabalığın ortasına Yine de yenildi içildi gülündü bile O düğün de oldu Hatta ahh Mustafa Allah rahmet eylesin O olaydı ne güzel oynardı bile dendi ... Yani hayat devam etti Ediyor işte Allah nefes verdiği müddetçe /Mekanın nur cennet olsun / |
Ya da "baba yarısına..."
Doğrusu gıptayla okudum...
Kendi amcamı anımsattı bana, ona da ben rahmet diledim..
Tebrikler Meryem Hanım.