Bir Hayli El
bir hayli el
hayal ile denize taşlar savurduk eski mezarlardan vakit geçip yeni baştan tekrar edince gülüm gülümsedi gülünce sincap kaygısı eğilip kalkan baş yardımcı esintinin aynısı olmak için niçin durmadan yuvarlanıyor gözlerim görmüyor musun kışın çatık kaşı karşı kıyıya yüreğimi çekiyor düşün çukuru şelale avuntulu bahar renkli kayıp olmaca bulmaca buğusunda iki arşın eskiye dönen kadehine sıkıldım bu bakır susuş yumuşak dokulu gerilen gemlerin irkilerek duruşu korku karanlığı tenimize değiyor ayaklarımız kan ter ne çıktı hiç kolun sarkık suya yüksük yemesin parmaklarını saçındaki düşünceler burnunu dokundurup kaçan karınca ürkmesin yapraktan su damlayınca . |