HİKAYESİDİR ÖMRÜ DÜNYANIN
Sabaha doğru mavi damla
Ey köhne dünya ağlama Zaten cam kokulu bardağa Zehir diye dolan derdin var.... Gidiyor saçlarının tuğ renkli kokusu Izdırap dolu dağlarında Ferhat mi desem mecnun mu Dalgasız imbatlarda Eftelya Kor mai bir gece için Ölüm uykusundan uyanmıştır Elif damenli lale rengli Çivit kireç kokulu duvarlarda Kaç mahkum çizdi ellerini Avuçlarında kaç kır tanesi Dert kokan rüzgarla savruldu Ben şimendifer üzerinde Bamsı Sen güneş sırtlı Mercan İçimdeki bu heyecan Seni cennete gönderdiğim içindir. Razıyım gülme eylemine Raziyim ellerine Gönül bir hoyrat çiçek Ağlayınca yeşerecek Kırık buğday saplarından Misketli değirmene Süt kokan çuvallarda Nasıl uyanasın Bu eşsiz diyarda Bazen seni sevdiğimi söyleyince Kuşlara emir veriyor Zalim kasırgalar Bilinçsiz usturlap gibi Dönüyor serçeliklerim Dünya İzbe bir oda ver bana Uğur böceklerin sana kalsın Zamansız bu yasın Zamansız dönüşün Yerin dibine batsın Kelebekler içinde tüy ve kar kokusu vardı Kelebekler benim zamana ait rüyalarım Ne zaman okunsa bir türkü Mızrabında harelenen Kesif bir merhamet kokusu Gözlerin İstanbul Gözlerin Kudüs Gözlerin Semerkant Kitaplarda kırçıl bir peştamal Dünyayı saran şefkat yüklü Anne kokususun sen Dünya Tüm bildiklerimiz Senin parçan Bilmediklerimizi bile Seninle biliyoruz Saati kahveyi ve dalgaları Orman bozkır ve kainatı Yerle göğü Duamız ile koruyoruz Ağlayan kalpler hatrına Güneşsiz ve sevdasız olma sen Ey dünya |