AĞARAN ŞAFAKLARA GÖMDÜM YARINI
güz çiğdemlerinin kokusunda seni duyuyorum anne
boyun eğmemeyi zalime sen öğrettin bana Yansıması olmayan ırmaklardayım şimdilerde yaralı kuşlar getirir çağla baharlarını bana ağaran şafaklara gömdüm yarını yeniden geçsin çocukluğum gökkuşağı altından benim sana susamışlığım hangi çölde kanar hangi çemberden geçerken unutacağım alaturka zamanın çığlığını ey tatlı aldatmaca dünya avluya kadar uğurladım eskiyen aşklarımı ağaran şafaklara gömdüm yarını taştan duvarlar örüyorum insanlarla arama kara düşünceli insanların önünde diz çökmüş değilim yalınayak atlıyorum denizlere seninle olmadığımız resimleri bölüyorum ikiye çileleli yastığında kaç gözyaşı birikti anne ağaran şafaklara gömdüm yarını şehirler sülfür kokarken dünyayı kötülük çiçekleri sarmışken her yer heva ve şehvet ben senin yetimin anne şehirler sülfür kokarken saklambaç oynayacak değilim çıktım işte tohumun tozlandığı baharlardan yaprağın hasretten sarardığı hazanlardan ağaran şafaklara gömdüm yarını bahar taraçalarında çiçeklenmek seninle sadece göğe bakabilmek seninle elinde baki nur geceye düşen ayetlerle bende kavuşacağım sana ağaçlar sevgilisiyle kavuşunca gül bahçesi tarumar bülbül sükutta ey nakşı sureti olmayan kavuştur bizi ağaran şafaklarda Ömriye KARATAŞ 29.05.2018 |