44
Yorum
97
Beğeni
0,0
Puan
4786
Okunma
Sır dediğim, dile düşmüş, âşikâr
Bilemedim,kim avcıdır kim şikâr
İlk cemrede gonca güle yağar kar
Sadrında yâr attığında anlarsın
Bu yâraya em süremez otacı
Yârden gelen bergüzardır,baş tacı
Hasretin lokması ölümden acı
Balı tuza kattığında anlarsın
Vîrânemde kör baykuşlar öteli
Berdâr eylemiştir zülfünün teli
Değince sineye insâfsız eli
Köle deyip sattığında anlarsın
Perîşân hâlime gülsün ahâli
Sığmaz mısrâlara içimin hâli
Sevilen sevende her şeyden âlî
Gönlün aşkı tattığında anlarsın
Derdim ile hoşum,dışım cefâlı
Neyleyim fincanda çıkmayan falı
Siyaha râm olan görür mü alı
Gün geceye çattığında anlarsın
Hicranın ayazı vermez fâsıla
Sanki rücû eder herşey asıla
Sılamı gurbettir gurbet mi sıla
Şems-i visâl battığında anlarsın
Bitti Günâhi’nin sevdâ masalı
Hayâlleri infâz edip, asalı
Çürüdü umudun kırk yıllık salı
Musallâya yattığında anlarsın
Günâhi Ahmet İslamoğlu