HERKESTEN ÖTE HİÇ KİMSEYİMÖlüm özet geçiyor… İç sesin alt yazısı Belki döşenen ruhların coğrafyası Yine alt geçitlerde peyda olan İkircikli fısıltılar Ne olacak bu insanlığın hali, Demenin de meali Birikinti üzünçte asılı şafak Belki ki; Ne atan ne de doğan Sadece yüreğin utkunda Kendince peyda olan hüsran. Derme çatma haznesi yüreğin Oysaki hazine bellemiştik Dinmeyen sesini belleğin. Unutmaya programlıyız oysa: Ne dünde kalan Ne yarınlara fırsat tanıyan. Sakalım yok ki Muteber olsun kelamım. Yalanım da yok hani Yeter ki nifak sokmayın… Demedim, demedim inanın ki; Ak Şemsettin’in kayıp hikâyesi Yine beylik deyimlerin ihtilalı: Bir gün yüzü görmeyi dileyen Sadece ben değilim ki… Demedim, demedim inanın. İnanın da atmasın beti benzi şiirin Üstelik şairlerin ne hulasası Ne de yetkin bir kalem Şiirin özünde saklıyım Şehit düştüğüm mısralarda Yanarken için için Hangi aşkın peçesinde mi gizliyim? Şimdimi unuttum ne de olsa Az evvel’de kaldı: Aklım da yarınlarım zaten Hepten yalan. Dediği dedik bir emsal de değilim üstelik: Alt tarafı Yüreğin güftesinde gizliyim. Gizli bir geçit İçimin alfabesi; Denli densiz duyguların izdüşümü Yine kendimce yürüdüğüm hayat denen Düzenekte Bir neferim Sevginin kölesi. Hayatın uzvu şu kalemde Dirildiğim her kelimede Sonlara biat Bir tekerlemeden de yok farkım: Zanları unuttuğum kadar Zamanı uyuttuğum Sanmayın ki; Kara cahilim: İşin aslı bir yetim dizeyim Dizdiğim sıra sıra hayallerin Ufkuna çizdiğim Bir resimden çaldığım Güneşin en lal açısı: Acıların da sulh bildiği Bir söylemde Aşkın rahmetine düştüğüm, Gönül gözümde hoyrat fırtınaların İstilası. Kendince bir abdalım; Beylik özürlerin girizgâhında Bir lal heceyim: Gül’düğüm kadar Gülümsemeyi şerh düştüğüm her yeni güne Suret bildiğim Yüreğin kefaretine ihanet etmeden İçinde yüzdüğüm denizin Dalgasında Bir sarmalım. Haznemde yorgun fıtrat; Yüreğimde kayıp mizaç; Aşkıma sahip çıktığım kadar Sahip çıkılmaktan yana da yok derdim. Tek sahibim var herkes gibi Yine herkesten öte Hiç kimseyim. |