Okuduğunuz şiir 11.4.2018 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Canım Efendim
Tüm sebep ve şartları seçen ilahi kader Mekke’nin vadisine kurdu İslam beşiği Dünya coğrafyasında bekleşiyorken beşer! Haniflik tevhidine araladı eşiği Kâbe’ydi tebliğ yeri, büyük bi’set’e davet İbrahim’in soyundan geliyordu nübüvvet
Ne büyüktü uyarı...Hem müjdeydi âdeme Hatemü-l enbiya’nın nuru indi âleme
Hâk arayan insanda akılları yoklayan Hakikati putlarla gün geçtikçe saklayan Cahili gelenekle yıllar boyu dönen çark Bedbahtlıktan çıkmaya arıyordu mutlak fark Örf ve adetleriyle zarar gören insanlık Sadrın mahzenlerinden söküyordu karanlık
Ayağının sesiyle yaklaştı usul usul En müstesna zamanda doğdu beklenen resul Yorulmuş yüreklerde dönen ruhlardı bezgin Gelişiyle bahara varandı doludizgin Karakıştan uyandı cemreler hayran hayran Sindi göğüslerdeki kaskatılaşmış buhran
Gülden güzel rehası sürülüydü melteme Şefkati kol germişti Hindistan’a, Acem’e
Hitap eden lisanla en ölçüsüz tarifte Doğruluğa mihenkti çok yönlü maarifte Sığınaktı, yoldaştı, kalbi kırığa eşti O, geceye meşale, doğan güne güneşti Cemalinden uzağa düşen sayardı sıla Görmek için yüzüne aynalardı müptela
Hüzünlü iklimlerde hararet yapan deme Yağmur damlası gibi düşüyordu perçeme
Oydu, seyyid ve imam, oydu büyük komutan Oydu gönüle mihrap, özü; imana vatan Oydu geceler boyu Hakk’a kulluk eyleyen Yumuşak sözlerini ümmetine söyleyen Sabrıydı ihya eden ona ödüldü miraç Arş’ın derinlerinde oydu rabbine muhtaç!
Varlığıyla sığındı rabbinin hikmetine Ar etti çöldeki kum peygamber hicretine Ne zordu zulme karşı laf anlatmak ağyara Mudara benliklerde dönüyordu inkâra Emrolunmuş cüdada vahyin sırrı örülü Ensarın diyarına vardı Medine gülü
Ziyanda Taifliler vakıf değil mahreme İcapta geç kaldılar uğurlu muhtereme
Zalim ve fasık kalpler hala görürken rüya Mescid-i Nebevi’den ses verendi dünyaya Fazilet çemberinde ismi ile müsemma Minberinde cümleye yeniledi dilemma Adabın gereğiyle ensar ile muhacir Ümmet ve kardeşlikte kırdılar paslı zincir
Şeceresi tertemiz örnekti elaleme İlmini nakşettirdi ümmi denen kaleme
Davasını sırtlanan her bir ashab-ı güzin Yürürken Hakk’a doğru siliniyordu hüzün Ali, Zeyd ve Hatice sonra da Ebu Bekir Çoğalınca cemaat güçten düşmüştü münkir Kur’an, sünnet kaynağı beyandı El-Hakem’e İşaret etmekteydi Cibril adil hüküme
Bütün güzel huyları uyuyordu denkleme Sevgisiyse ilaçtı sancılaşmış ekleme
Sensin cihat(n)a önder dimdik geldin meydana Bedir, Uhud ve Hendek neler yazdın destana Muhammed-ül Emin’sin, geçilmeyen lidersin Kalplerde zirve yapan sevgili peygambersin Ömrün çileyle geçti süremedin hiç sefa Ey Allah’ın resulü, ey Muhammet Mustafa
Kereminle ihvanlar benziyordu çiğdeme Kıdemin ve feyzinden atlıyordu kademe
On beş asır öncesi öncüydün adalette İlmin ile ledünnü, farklısın asalette Sen yârine sevdalı özlemlerde ummansın Sen gönül anahtarı dertlilere dermansın Sendin büyülü kaynak, sendin çoşan şelale Gıpta edip açardı dağdaki yaban lale
Hürmeti ifa eden dillerdeki eyleme En güzel salatlarla geliyorsun gündeme
Geldim canım efendim biraz senle kalayım Şefaatine muhtaç boğulmuşum hicrana Parelenmiş sineyle derin nefes alayım Mahzunum yokluğundan karışmışım dumana Ardında bıraktığın sensiz bu yerler ıssız Yarın mahşer gününde bırakma beni yalnız.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Canım Efendim şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Canım Efendim şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir değil destan olmuş ablam ve yerini de hak etmiş Yoğun zamanlar geçiriyorum son zamanlarda ne şiir yazabiliyorum ne de layıkınca okuyabiliyorum. Beni en güzel sen anlarsın kulp takmadan
İnşallah o şefaate nail olmayı nasip eder Allah diyerek öpüyorum gül yüreğinden.
Sevmekten daha üstün içimdeki sesi bi ben bilirim birde yaradan… İçindeki sesi bi sen bilirsin bide seni yaradan…
Belki ben içindeki sesi sesli duymayabilirim hissederim… Büyük ve güçlü insanlar yüksek sesli ağlamazlar çünkü onlar en ufak şeylerde ağlayan yardıma muhtaç insanlara yardım etmekten kendilerine asla zaman bulamazlar…. Hayatın hep başka insanlara yardım ekmek onlara kol kanat germeyle geçti mesleğinde aynı doğrultuda seçtin….
Hanı çalıştığın hastanede Hastan sana ellerini uzatarak bana senin dininde de dua et deyişi var ya İşte sen Rabbimin gönderdiği bütün inançlardan dua alacak güzelliktesin
Seviyorum Seni Babamın CESUR Annemin ÇALIŞKAN NEZOSO
Yorumun; Ummanı taşıran zerre misali Şerbeti dilinde sarsar eşgali...
Bakmakla görmenin arasında batını ve zahiri Okumakla anlamanın akıldan ötesi bir yerlerde konakladığı yerdeyiz seninle.... Her şey bir imtihansa ben de buna dahilim ve sen aldığım nefesimde hüzün damlası, yürek sesimde hoş sedasin... Bugün, bu güzel günde ahirete göç etmişlerle beraber benim vefakar babam ve cefakar anacığıma rahmet ve merhamet etsin, efendimizle beraber olmalarını Allah-u Teala cc nasip etsin, sonrası da bizleri de inşallah...
Belli ki bu güzel duygulu şiir içinde bulunduğumuz ayların da etkisiyle halis ve engin bir inanç yoğunluğu içinde ruhun gönülden dökülmüş dilidir. Onun için içeriğine bakmayı gerekli görmüyorum. Önemli olan nasıl bir atmosfer içinde yazıldığıdır. İçinde bulunduğumuz inanç atmosferin çok yakışan harika bir şiirdi güne düşen. Gönülden tebrikler; selam ve saygılar.
Sirette sureti görmek... Siretten yola çıkarak Siyer-i Nebi ile sevgili peygamberimizi söylemek, gayret bizden tevfik Allah'tan diyerek şiirle anlatmak adına; başta, şiirimi seçkiye layık gören Edebiyat Defteri’ne; sayfamı ziyarette bulunanlara; olumlu veya olumsuz eleştiriyle iz bırakan herkese teşekkür ederim...
Şiir öyle güzel duruyor ki tam da olması gereken yerde!..Başlarımızın tacı gönüllerimizin ilacı Ey Kâinatın Sultanı..Salat sana güllerce selam sana!..Şefaat et biz mahsun ve boynu bükük kullara..Bu şiirinizi biz alkışlıyoruz melekler de alkışlasın inşallah..Yüreğiniz gam keder elem görmesin..sevgilerimle
Muhteşem bir duygu ihlaslı bir anlatım hazzede hazzede okudum mevlid-i şerif teması ve makamıyla okudum iman, ilham ve ihlasınız daim olsun günü fazlasıyla hak etmiş ruhu canımla tebrik ve takdir ediyor esenlikler diliyorum
Tek düze bir hayat var, dolu dolu yaşam var Su misali akış yap, zalimdir dağdaki kar Gez toz ye iç yat ve kalk, kısır döngü olmuş çark Dua şükürle sabret, sonunda hep Allah var.
Sadece gün değil hafta hatta aylara Laik bir eser feyz aldım okurken Şefaat kelimesi dışında bütün herşey yerli yerinde ilahiyat profösörleri irdelese hata bulamaz eserde Lakin şefaatin kimler tarafından edileceğini sadece Yüce Allah belirler Kanaatimce şefaat ya resullulah kelimesi yanlış telafüzdür zira Yüce Allah'a şirk koşmaktır
Saygılarımla üsta kalem nicelerine
Mehmet Kılıçel tarafından 4/12/2018 12:19:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Nezahat YILDIZ KAYA hocam, öncelikle emek yoğun dizeler için kutluyorum. Şiirin içine girmeye çalıştım. Zihnimi kurcalayan yerleri aşağıya bölümler halinde yazdım. Asıl olan sizin duygu ve düşüncenizdir elbette.
Kâbe’ydi tebliğ yeri, büyük bi’set’e davet Peygamber efendimiz kırk yaşında iken milâdî 610 senesi Ramazan ayının on yedinci Pazartesi günü Cebrâil ismindeki melek tarafından Peygamber olduğu kendisine bildirildi. Bu seneye Bi'set senesi denir. bi'set sözcüğü, Arapça (Be-a-se) kökünden mastardır. Göndermek ve gönderilmek anlamına gelir. İnsanları hak ve doğru yola sevk için gönderilen bütün peygamberlerin özel olarak da peygamberimizin, peygamberlik görevinin başlangıç zamanı demektir. kullanımda bi'set uymuyor yerine.
Hatemü-l embiya’nın (Enbiya'nın) nuru indi âleme Şevkati (Şefkati) kol germişti Hindistan’a, Acem’e
Sadrın mahzenlerinden söküyordu karanlık (sadr: Her şeyin evveli ve başlangıcının en iyisi. * Kalb, göğüs, ön. * Meclisin önü ve en muteber yeri. Reisin oturduğu yer. * Rücu. * Bir aruz kalıbı. * Baş, reis, başkan. * Oturulacak yerlerin en iyisi.) Doğrusu bu mahzeni merak ettim. Anlamakta zorlandığım bir dize oldu. Aslolan şairin duygusudur. Belki de bizim bilmediğimiz farklı şeyleri kast etmiştir.
Oydu, seyyid ve imam, oydu büyük komutan Seyyid Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselamın torunu hazret-i Hüseyin'in çocuklarına, onun neslinden, soyundan gelenlere verilen isim. Seyyid kelimesinin lügat manası “efendi” demektir. Çoğulu Sadattır.
Ne zordu zülme (zulme) karşı laf anlatmak ağyara (Ağyar sevgiliyi seven bir başka kimseler, rakipler, dost olmayanlar, eller)
Mudara (müdara) benliklerde dönüyordu inkâra Müdara, islam terminolojisinde, bir kimsenin şerrinden korktuğu birine karşı, aşırıya kaçmadan iltifat etmesi, insanlarla iyi geçinmeye çalışma anlamında ahlâk terimidir. Yerel dilde ise mudaranın anlamı: Kötü, işe yaramaz, çürük : Ev çok mudara, bir gün başımıza yıkılmasa. Balçalı *Çarşamba -Samsun *Merzifon ve köyleri -Amasya *Maçka ve köyleri -Trabzon Cevizli *Şavşat -Artvin. mudara anlamı. Eğreti, çürük.
İlmini nakşettirdi ümmi denen kaleme (kendisi ümmi idi.) Peygamberimiz (asm) okuma yazma bilir miydi; hiç eliyle yazı yazmış mıydı ya da okumuş muydu? "Ümmi idi" deniyor, ancak bu ümmi kelimesi üzerinde de çeşitli tartışmalar var. Kimisi "Kur'an'a göre okuma yazma bilmezdi." diye yorumluyor, kimisi de "Ehl-i kitaptan değildi." manasında yorumluyor. Ümmi: Anasından doğduğu gibi kalan; yeni bir bilgi edinmemiş olan; okuma-yazma bilmeyen gibi anlamlara gelir. "Ümm" kelimesinin ism-i mensubu "ümm"e mensup olan, Arap dilinde "ümm"; anne, bir şeyin aslı gibi anlamlara gelir. Sözlük anlamının yanında mecazi bazı anlamları da vardır. Kur'ân-ı Kerîm'de anne, asıl (kaynak), dönülecek yer ve süt emziren anlamlarında kullanılmıştır.
Kur’an’da “ümmî” kelimesi “okuma-yazma” bilmeyenler için kullanılmıştır. Asıl manası da budur.
Sevgisiyse ilaçtı sancılaşmış ekleme (sancılaşmış kullanımı oturmuyor kanaatimce. sancılı eklem doğru şekli. ş takısı birliktelik veya uzun süreli eylemi belirtmede kullanılır. gülmek gülüşmek, yürüme - yürüyüş gibi.
On beş asır öncesi öncüydün adalette (On dört asır olmalı)
İlmin ile ledünnü, farklısın asalette (ledün: tanrı katı demek. ledünnü kullanımı kanaatimce yanlış. ilmi ledün kullanımı var.)
oldukça güzel bir NAAT. özenle, ilmi ve tarihi gerçeklerle süslenmiş bir eser. tasavvuf şiirlerine güzel bir örnek. manevi hazla kaleme alınan şiiri ve şairini tebrik ederim
Ah Efendim (sav) şimdi biz sensiz ve desensiziz İslam coğrafyasında sırtlanlar kol geziyor Sinemizde yokluğun derinden derinde iz Emperyal ebu cehil mazlumları eziyor Yetiş canım Efendim Mekke Medine öksüz Amerikan uşağı krallar soysuz köksüz....Şiirinizden mülhem birkaç dize. Harika.Efendimiz (sav)için yazılmış müstesna bir şiir okudum. Allah Cellecelalühü şefaatine nail olanlardan eylesin. Selam dua ve saygıyla...
Tek kelimeyle muhteşem hatta muhteşem ötesiydi sevgili şairem...Rabbim cümlemize Efendimiz sav 'in mübarek ellerinden kevser şarabı içmeyi şefaatine nail olmayı ve sancağı altında toplanmayı nasip etsin..Sevgi selam ve dua ile..
Tek kelimeyle muhteşem hatta muhteşem ötesiydi sevgili şairem...Rabbim cümlemize Efendimiz sav 'in mübarek ellerinden kevser şarabı içmeyi şefaatine nail olmayı ve sancağı altında toplanmayı nasip etsin..Sevgi selam ve dua ile..
Çok güzel bir naat-ı şerif,Rabbim aşkınızı,muhabbetinizi artırsın ve daim eylesin,cümle ehl-i imanı,ehl-i islamı Habibi edibinin şefaatine nail eylesin...
Şefaatine muhtaç boğulmuşum hicrana
Parelenmiş sineyle derin nefes alayım
Mahzunum yokluğundan karışmışım dumana
Ardında bıraktığın sensiz bu yerler ıssız
Yarın mahşer gününde bırakma beni yalnız.
YÜREĞİNE SAĞLIK NEZAHAT HANIM YÜREĞİN DERT GÖRMESİN TEBRİKLER..