FİLİSTİNLİ ÇOÇUKLAR
bir tufan iklimidir el halilde gözlerin
zeytin hurma ve incir ağaçlarında esirgeyen ve bağışlayan sesin mihrabına düşen ay uykularımın kaçıncı bölünmüşlüğü aşkın şerbetini içtiğim ırmaklarda küfrün zulmeti kalbim intifada dudaklarımda kızgın çöller gözlerimin nehirlerinde kimliğim sürgün bir tohum gibi filizleniyor bağlanan gözlerinde özgürlük filistinli çocuk kanayan topraklardan geliyorum çıplak çöllerden külleri sancılarla kıvranan doğu masallarından ardımdaki çöllerde yas taşları kuşatılmış günlerden umuda yakın pencerelerden putlar yıkan bedenimde sessiz çığlığı filistinin gecenin karanlığında kirpiğimde pınarlar kavruluyor dudaklarım susuzluktan köpüren kan gölleri içinden gösterişli sessizliklerden çıkar bedenimi sesin yüzümün nehirlerinde yitik bir arami alfabesi yafada açan portakal çiçeğiyim ben akdenizde batık bir fenike gemisi turi sinada ölmez meyveler veren zeytin beytüllahimde özgürlüğün ateşini yakıyor filistinli çocuklar hazzan sesinde gecenin ağırlığı ezan sesinde filistinli fevzinin kahhar çığlığı bir zeytin tanesi savur ey güzel çocuk kutsal topraklara harmanimin beyazında gülümsesin kül kanatlı ebabil kuşları göklerde ezilmiş kuş kanatları bir hurma ağacı altında söylenirken ağıtlar beytüllahimde özgürlüğün ateşi har son kavuşma son sevgili ile yaralı kuşlar ebabil hüzününde geçiyor el halilden direnmeyi öğreniyor çocuk yüreğim cellatlarına kuşlar götürmüyor babama yaralı mektuplarımı intifada babam sabaha varmadan düşmüş bedeni toprağa ey aşkın elçisi kan gülleriyle derin derin soluyarak yürüdü filistinli çocuklar ölüme çırpa çırpa yüreğini esselam sana el kudüs bir tohum gibi filizleniyor bağlanan gözlerinde özgürlük son kucaklaşma son sevgili ile Elif, Lâm, Râ O apaçık, apaydınlık Seni tanrının şehri kudüste beklemekteyim ey çocuk Lâ hükme illâ lillâh’ hüküm Hüküm ancak Allah’ın Ömriye KARATAŞ 31.03.2018 |