BAĞIŞLADIM YAĞMURLAR ALTINDA GÖZLERİNİ
kumru sesleriyle geldin
şenlik sözlerle mühürledin dudaklarıma gülüşünün eşiklerde bıraktığı dem saatini umudum boy attı bu bahar göğün mavi atlasını yalın sözcüklerle kuşattım bayram giysilerinde mutlu çocuklardı severlerdi kuşları sözlerin yarattığı aydınlıkla bir ırmağın yankısına düşerdi umut kırmızı kor bir yalnızlığa dalları çıplak ağaçlı hazanlara çığlığı işitiliyor höyüklerde nar ağaçlarının tarih kitaplarında yazıldığı gibi değildir hayat sonsuz bekleyişler istasyonudur yaşam kara kurşun askerlerim yenildi çoktan günebakan çocukluğum güneşin ardına saklanıyor güneşe dön yüzünü diyor seyyahlar diri ve saydam yaşama bir kül yığını kaldı senden yağmurlar altında bağışladım dudaklarını kitaplarda şiirlerde aradım seni kumru sesleriyle ürperirdin baharlarımda kanat çırpan kuşlar ikliminde bağışladım seni bir buğday tanesi gibi düşüyorsun şimdi toprağa dingin mevsimlerdi seni alıp götüren sesin sessiz çağrısı arda kalan el ele tutuşmuş çocukların gölgesi gözleri kutsal ateşler gibi har sevgilim bağışladım yağmurlar altında gözlerini sonsuzun şiirini seven çocuklar getir bana soylu bir dünyada özgürce yaşamayı severim ben üşüyor kadınlar gittikçe umudu yeşertiyorlar bir buğday tanesi gibi düşüyorlar nadasa kalmış düşlerimden içleri pırıl pırıl sevda türküleriyle bağışladım yağmurlar altında kırlangıç ağıtlarını Ömriye KARATAŞ 30.03.2018 |
su gibi akan sevgi dolu duygularınızı
sel misali coşmuş