sana/seni yazmak..
kelimelerin
tenine dokunma arzusu ve sadakatinde rüzgarın mum alevi ile kucaklaşması eserek saçlarına ki bir rüya bulmaya benzer bu bebeklerinde gözlerinin... yüreğinin odacıklarından seyir halinde geçerken, he-ce he-ce düşlerinin renklerine çarpar parmak uçların ve sobelersin ışıksız gölgelerini/içinde... dokunup kışlarına ve alabildiğine uzun gecelerine/ter teninde gerçek ötesi kokular bulup, uyanıp korkularına kör edersin gözlerini. lal/ derken. geçip giden mavi bir bulut olur sözler. dilinde/elinde/teninde... ve hiç önemlide değildir bilmece değilse şayet/ses... defterinin mavi sayfalarında kelime oyunları oynarsın körebe ki bu oyun bütün çağların çelimsiz avuç içlerinde biriken bu oyun kuralsız ve tek bir kelime. çıplak tabanları ile dokunuyor toprağın ıslağına bir bir izi sürülmüyor hiçbir işaretinin nadas kabuk bağlayan yaralardan akan kan kadar sıcak ve kırmızı ki seçilmiyor sureti yüzenin... ölümü bile yaşamadan öğrenemiyoruz öl-me ama yani gerçek bile olamıyoruz. tümsek aynanın yansımasında. silinmiş kelimelerinin boşluğunda dokunuyor tenime sözlerin bıçağın havaya saplanması gibi acemi bir gösterişte... soru/yorum; dilinde eksilterek duaları giderek tabansız ve yarsız uçurumların kıyılarında, kaç iklim geçirebilir bir insan dişlerinin arasında yazdan/kışa ırmağının ötelerine ıslak ve sırılsıklam saç ve tut.. geriye doğru unutulmuş anlar ve anılar gök ve taşı kırılması sonra bulut bulut susup, ağız boşluşuğuna saklayıp hafleri dudaklar kepeng ve yer çekimi kadar ağır ki duymuyor ve görmüyor olmak bir jiletin keskinliğinde üç maymun s-ona omuzlarından sarkan saçaklardan ve kıvrımından saçlarının tenine değmemiş parmak uçlarından asasından denizi yaran tabutsuz, kefensiz ve salasız mağaralara saklanmış söylenmemiş ve yazılmamış sözlerden biriktiriyorum sana yazmak için sana/seni yazmak için boğulmak için/İÇİM... m.b. |
Şiir karın doyurmaz ama gönül doyurur…
Şiir ruhun gıdasıdır…
.................................................... Saygı ve selamlar..