🌹Gül Kasidesi🌹Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Kaside: Şiirler arasında seçkin bir konumu sahip olan uzun manzumelerdir. İlk örnekleri Arap edebiyatında görülür. Beyitler halinde yazılır. Uyak düzeni: aa, xa, xa, xa, xa, ... şeklindedir. Gazel tarzı: aa, bb, cc, dd, şeklindeki mesnevi tipi uyak örgüsüyle yazılanlara da rastlanır. Genellikle 33 ile 99 mısradan oluşan divan edebiyatına has aruz vezinli nazım şeklidir. Mısra sayısı 33 ten az, 99 dan fazla olan kasidelere de ratlanmaktadır. Hecenin zamanla aruzun önünde yer edinmesiyle günümüzde örneklerine nadir olarak rastlanmaktadır. Kendi arasında uyaklı iki mısra ile başlar. Giriş beytinden sonra gelen her beytin ikinci mısrasının kasidenin giriş beytiyle uyaklı olmasının zorunluluğu; şiirin uzunluğu göz önüne alındığında, günümüzde neden kaside örneklerine pek rastlanmadığını da açıklamış olur. Yazılması hayli emek ve sabır gerektirdiğinden kasidenin bitimine sonradan gelenek halini alan bir dua bölümü eklenmiştir. Bir şiirin kaside olarak kabul görmesi için bölümlerinin de eksiksiz olması gerekir. Bölümleri tam olmasa da şiir metninin güzelliği veya ana fikrinin yüceliğine istinaden kaside olarak kabul edilen mısra sayısı 33 ün altına inen şiirler de vardır. Kasidelerin konusu: Önemli kişiler, mevsimler, özel günler, çiçekler, gün, gece, Güneş, Ay, savaş, at, kalemin ustalığı, aşk veya bir güzel olabilir. Kasideler üç ana başlık altında tasnif edilir. 1- Konularına Göre: a- Tevhid: Tanrı’nın yüceliğini ve birliğini konu alan kasideler. b- Münâcât: Muhtevası, Hak’ka yakarış olan kasideler. c- Naat: Hz. Muhammed, Dört Halife veya On İki İmam için yazılan kasideler. d- Cülûsiyye: Padişahların tahta çıkışlarını kutlamak için yazılmış kasideler. e- Ramazan, bayram, nevruz gibi özel günlerini kutlamak için yazılmış kasideler de sırasıyla ramazâniyye, îdiyye ve nevrûziyye olarak adlandırılır. f- Bahar, yaz, sonbahar, kış betimlemelerinin yapıldığı kasidelere sırayla bahâriyye, temmûziyye, hazâniyye, şitâiyye gibi isimler verilir. g- Çiçeklere yazılan kasideler sünbüliyye, at için yazılanlar da rahşiyye olarak isimlendirilir. 2- Rediflerine Göre: Kasidelerin beyitlerindeki mısraların sonundaki rediflere göre adlandırılmasıdır. Ahmed Paşa’nın "Güneş" ve "Kerem" kasideleri, Fuzulî’nin "Su" kasidesi gibi. 3- Uyak Düzenine Göre: Bazı kasidelerde uyağı oluşturan asıl harfe göre isimlendirilmesidir. Örneğin bir kaside "r" harfiyle bitiyorsa, "kasîde-i râ’iyye"; "mîm" harfiyle bitiyorsa "kasîde-i mîmiyye"; "nûn" harfiyle bitiyorsa "kasîde-i nûniyye" adını almır. Kasidenin Bölümleri: Nesib veya teşbib: Kasidenin giriş bölümüdür. Bir tabiat tasvirinin yapıldığı veya sevgilinin güzelliklerinin anlatıldığı bölümdür. Bu bölümde işlenen konuya göre kaside Nesib veya teşbib adını alır. Kasidenin önemli bir bölümüdür. Aşk konusu işlenmişse nesib, başka bir konu işlenmişse teşbib adını alır. Girizgâh: Asıl konuya giriş yapmak üzere düzenlenmiş bir veya iki beyitlik bölümdür. Medhiye: Maksad veya Maksûd adlarıyla da anılır. Kasidenin övgü bölümüdür. Bu bölümde sanatsal yönü ağır basan abartılı bir dil kullanılır. Şairin, sanatsal hünerini ne ölçüde gösterebildiği önemli bir bölümdür. Tegazzül: Şiirin uzunluğu göz önüne alınarak, okuyucuda yılgınlığa sebeb olmamak için, kaside arasında okunan bir gazel bölümüdür. Tek düze akışı ortadan kaldırmak, okuyucu veya dinleyicinin şiire ilgisinin devamını sağlamak amacıyla, genellikle nesib veya medhiyeden sonra kasideye işlenir. Fahriye: Şairin kendisini övdüğü bölümdür. Burada da şair yine abartılı bir ifade kullanır. Kimi zaman kendisinin diğer şairlerden biraz daha üstte tutar. Ancak bu bölüm ne kadar kısa tutulursa şairin saygınlığının da bir ifadesi olur. Dua: Şairin, kendisi, daha çok da övdüğü kişi için Allah’tan yardım dilediği, dua ettiği bölümdür. Kasidelerde şairin bölümlerdeki başarısı kadar bölümler arası geçişteki başarısı da önemlidir. Kopuş ve kırılmalara meydan vermeden geçiş sağlanmalıdır. Özellikle tegazzül kapsamlı kasidelerde, gazelin kaside ile uyumuna dikkat etmek gerekir. Gazel genellikle matla beytinden farklı bir musarra bir beyitle başlatılır. Eğer gazelin uyak yönünden kasideyle ses uyumu düşünülürse şiirde hiç tekrarlanmayan bir redif veya uyağın oluşturacak asıl harfi titizlikle seçmek gerekir. Nesibten veya medhiyeden gazele geçişin uyumlu olması gerektiği kadar, gazelden sonraki bölüme geçişin de aynı titizlikle, sanatsal, duygu ve akıcılık yönünden ödün verilmeden verilmeden gerçekleştirilmesi gerekir. Kasidenin önemli beyitleri: 1- Matla Beyti: Kasidenin ilk beyti yani doğuş beytidir. Ne kadar çarpıcı ve vurgulu olursa, kasidenin okunmasına o kadar davetkâr olur. 2- Hüsn-i matla: Nesib bölümündeki giriş beytinden hemen sonra gelen ikinci beyittir. Kasidenin okumasına istek yaratmak için çok iyi düzenlenmelidir. 3- Taç beyit: Şairin ismi veya mahlasının, medhiyeden sonraki bölümlerin birinde işlendiği beyittir. 4- Hüsn-i makta: Kasidenin son beytinden bir önceki beytidir. 5- Makta beyti: Kasidenin son beytidir. 6- Beytü’l-kaside: Kasidenin en güzel beytidir. Musammat kasîde: Kasidelerde akıcılığı ön planda tutmak, beyitlere iç ezgi katmak için izlenen zahmetli bir yol olsa da, okuyucu veya dinleyici üzerinde hoş bir etki bırakır. Bunun için beyitler iç kafiyeli olarak yazılır. Bu şiirin ilk dört mısrası üzerinde somutlaştırırsak: Ey gonca gül! Biraz eğil, dinle duyuyorsan eğer Sussam kalem razı değil, yazsam sana nazar değer Kaderin ağ örüşüyle, Ferhat’ın Şirin düşüyle Akla ziyan gülüşüyle goncan tılsımlıymış meğer Her mısra ortadan bölünüp alt alta geldiğinde: Ey gonca gül! Biraz eğil, Dinle duyuyorsan eğer Sussam kalem razı değil, Yazsam sana nazar değer Kaderin ağ örüşüyle, Ferhat’ın Şirin düşüyle Akla ziyan gülüşüyle Goncan tılsımlıymış meğer Şeklinde iç kafiyelerinden dolayı, abab, cccb, dddb,...şeklinde, mısraları sekizer heceli yeni bir şiir metnine dönüşür. Sevgi ve saygılarımla... Ey gonca gül, biraz eğil, dinle, duyuyorsan eğer Sussam kalem razı değil, yazsam sana nazar değer Şeyda bülbül ötüşüyle, Ferhat’ın Şirin düşüyle Akla ziyan gülüşüyle, goncan tılsımlıymış meğer Gönüller sana hacizli, görenler solgun benizli Cismin ayan ismin gizli, Gül-i Rana nam-ın diğer Goncandaki gamze ne hoş, başlık atsam gerisi boş Canlı cansız hepsi sarhoş, ıtrına boğuldu seher Ateş düşürdün ocağa, yasaklısın her kucağa Yedi iklim dört bucağa çoktan yayıldı bu haber Dört yüz ışık yılı yurdu terkedip şavkını vurdu Gelip sana raksa durdu, yedi perisiyle Ülker Goncana miski sindirmek, vuslatsız hasret dindirmek Semadan yıldız indirmek... Gülüm var mı böyle hüner Tütsün var seher yelinden, endamın nakkaş elinden Aşkın bağlama telinden dökülüyor teker teker Aklı almaksa marifet, yeter de artar bu afet Hak’tan kusursuz zarafet, sözün tam da bittiği yer Tütsülenmiş sağım solum, havada körebe kolum Menzilsiz uzanır yolum, beyhude bir seyrülsefer Derman yok derde mukabil, aşk uğruna şuur sebil Tütsündeki vebali bil: Tütsü değil baygın eter Dalın tuzak, tacın süstü; elimi uzattım küstü Yüreğimin altı üstü, kezzap dahil tuzla biber Bir dert saldın yedi katlı, yüreğime teslimatlı Meyan kökünden de tatlı, derdin benimle can-ciğer Aşk adıyla tabu yıkıp, meydana dumansız çıkıp Her gün biraz daha sıkıp daraldı ateşten çember Yaprağım dalda hevessiz, boynu bükülmüş nefessiz Ömür ağacından sessiz gazel döktürüyor kader Ömrüm bahar gönlüm hazan, ne kışa ne yaza benzer Gazel döker dinmez azan rüzgârı talaza benzer Bir gül sevdim yemin akdi, diyeti ömrümün nakti Gamzeleri şafak vakti, goncadaki naza benzer Felek açınca arayı, beyaza vurdu karayı Kurduğum gönül sarayı, yıkılmış enkaza benzer Gül hasreti katar katar, sökün edip cana çatar Dikenleri pençe atar, pençesi şahbaza benzer Başıma hep efkâr sargın, affı cılız-hışmı kargın Anladım ki; gülüm dargın, gülüşü ayaza benzer Muradımın kör kandili, çoktan tüketmiş fitili Cezam kesildi sevgili: Yargısız infaza benzer Tabibim, af gerisinde; aşkım, hüsran serisinde Musallanın berisinde kılınan namaza benzer Yine de kalpten silsile senin tutkun gelir dile Dilim lal kesilse bile, gör seni nasıl metheder Yaprağın ipek dokulu, gören Hak’kın şanslı kulu Eşsiz benzersiz kokulu goncan o kadar ki ender Senden simli tül örtüsü, Melike Belkıs’ın süsü Seba’dan gelir tütsüsü, tütsü değil miski amber Göğsüm kor misali kafes, senden esmedikçe nefes Yurdundaki iklim enfes, havan Firdevs suyun Kevser Hecelere ilmek ilmek, dokunsan da sabaha dek Mümkün müdür betimlemek, diken bile sende cevher Güfte olsan sözcük aval, bestelensen nota zeval Resmedilsen yanar tuval, nasıl şaşar bilsen beşer Bir umut ki; buhur yakıp, ufkun tülüne bırakıp Şafaktan günüme akıp, gece terketmesi keder Gecede iz sürüyorum, kör harita dürüyorum El yordamı yürüyorum, eşsiz ıtrın bana rehber Gözlerim yaprak şaşkını, dala sarmaş-dolaş kını Yazamadım taç aşkını; kağıt sarhoş, tüy derbeder Aşk, kezzapla kavrulmakmış, küle dönüp savrulmakmış Ya da kalpten vurulmakmış, seçebilmek ehven-i şer Kim demiş hedef şaşar ki, vurulan nasıl yaşar ki Öyle bir bakışın var ki; sektirmeden vuran mavzer Kaderin yel ekimi sert, sahne ağır çekimli fert Ayrılığın iklimi dert: Lodos oktur, poyraz hançer Külü korlu ilaveten, var mı aşka gücü yeten Gönül kapım açık zaten, habersiz gelip dalıver Akıl kışta, gönül yazda; siyah gizlenmez beyazda Kamber’siz düğün olmaz da, vuslatsız kılınmış Kamber Kimsenin içine sinmez, eli kalksa geri inmez Bir gül kanar, kanı dinmez, gönlüme vurulsa neşter Tabibim; gelirse dile, gül damıtır aşk vesile Yarım nefes ıtrı bile, lokman ruhundan da beter Mısralarım umman dibi, okuyan alır nasibi Dakka’nın delisi gibi, gezer özünden bihaber Dinleyene imgem perçin, put kesilir anla niçin Taş kalbinden için için gözyaşları döker mermer Acem tülüyle örtülü, yüz çeviren Hicaz gülü Öyle yaktı ki bülbülü, figani tek beyti yeter Ya Rab; narıbeyza çetin, sual olunmaz hikmetin Aşk ile imtihan ettin, geçişim külle beraber Hak katından ödülüme, nazar değmesin gülüme Ben razıyım da külüme; Sen, gülüme serinlik ver Düşlerimde Gül- i Rana, ıtrını yaydı cihana Dilimdeki hamdüsena yüreğimden kopan ezber Yüce Yazı silinir mi, kul eliyle dilinir mi Ne işlenmiş bilinir mi, Levh-i Mahfuz gizli defter Ya Rab, yitirsem de aklı, yüreğimde ismi saklı Fâni dünyada yasaklı gülümü Mahşer’de göster |