kuş susuzluğu aşk
-bekliyorum seni
ilk orucunu tutan çocuğun akşam ezanını beklemesi gibi- sahafların tozlu raflarına düşmekmiş aşkın türküsü şimdi toprağında ölen çiçek toprak kokusuna çağırıyor beni annem geliyor usumun sıvası dökülmüş odalarına aşka yazılan mektupların cümlelerine ağrıyor yüreğim kanayan şubat takvimin yapraklarında üşüyor istanbul holinde hamal babamın nasırlı elleri seviyor ruhumu yokluğuna vuruyor daktilonun siyah şeridi yanan beyaz kağıdın göğsü bacağı kırık yılkı atları ateşin içinde her gece öldürdüğüm telaşlı ve yorgun sevmelerim ıhlamur ağacının dalında kâbuslarla uyanan kuşun çığlığı kokusu veren ellerimde kurumaya yüz tutan gözyaşı annemin, kız kardeşimin çeyizini örerken eline batan iğneden damlıyor kan, yüreğime eşiği tenha ahşap evimin sabah namazı sonrası beklemelerinde yağmuru kıskanan deniz suyu bastıkça yüreğimi acıtan tavan arasında gelinliği ile sallanan kız kardeşimin gelinliğine düşüyor gün ışığı taksim parkında su birikitinsi içinde serçe sureti kuş susuzluğu aşk düşlere yalan -şimdi burada görüş vakti akşam ezanı okunacak gel Allah aşkın gel |
"tavan arasında gelinliği ile sallanan kız kardeşimin gelinliğine düşüyor gün ışığı
taksim parkında su birikitinsi
içinde serçe sureti
kuş susuzluğu aşk
düşlere yalan
-şimdi burada görüş vakti
akşam ezanı okunacak
gel
Allah aşkın gel"
Güzellik adına, hoşluk adına, sevecenlik adına ve kutsallık adına...
Analık, babalık ve yoksulluk hapisliğin/askerliğin cana ot tıkan çaresizliği...
Gelinlik, çeyiz ve soğukluğun sıcak yoğunluğu ve yordam tanımaz katılığı...
Ezan, namaz, iftar, gözyaşları ve gökyaşları...
Ve koskocaman coğrafyanın dizelerde selamlayarak geçitliği...
Güzel yürekliler kervanına güzel duygularla gelen yüreğe,
sombahar coşkunluğunda selam.
Kalemine bitmeyen saygı. Birden çok edipçe tebrikler...
Kırkikindi yağmurlarında yıkanmış yürekle ve şiirle kalınız..