Annem çiçeğiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın her anneler gününde annesinin mezarına giden bir çocuğun.
annesi ile hayat hakkında konuşması.
/ellerini ver anne
gözyaşlarımızın içinden geçen gökkuşağından güneşe uzanalım/ usulca fısıldayalım hayata duyurmadan gözlerimizinden yeryüzüne indirdiğimiz yağmurların seslerini yanaklarımızda ısllattığımız güllerin ıslaklığında üşürken güneşe nasıl sevgi dolu baktığını yüreğimize düşürdüğümüz yağmurların o yüreklerimizden toprak kokusunu nasıl verdiğini göz kuyumuzda oğuz adlı esmer çocuğun nasıl figan ettiğini /sesini sesime ver anne nağmalerimizin içinden geçen ağıtlarımızdan türkülere uzanalım/ usulca söyleyim babama duyurmadan beş yaşında bir çocuğun annesinin sarhoş babasından dayak yerken korku dolu bakışlarında sakladığı annem çiçeğinin saçlarında takılı kanın hayatın hediye ettiği bir toka gibi durduğunu karda bata çıka annesine ekmek almaya giden çocuğun çıplak ayaklarına geçirdiği terliklerin ucundan çıkan parmaklarının üşüyen uçlarını ısıtalaım saçlarımı taradığın tarağın kırık dişlerine takalım doğuda mum ışığında ödevini yapan çocuğun yanı başında hasta yatan annesine doktor olacağı hayallerini /başını başıma yasla anne nefeslerimizin içinden geçen açlıktan geceye bakalım/ usulca soluyalım *karda üşüyen serçeler gibi ırak’da ,filistin’de ,çeçenistan’da ,vietnam’da savaşların olduğu tüm ülkerde çocukların ve annelerin günü darağaçlarında açan denizlerin annelerine yazdığı mektuplara gecenin yakamozlarını nasıl düşürdüğünü /hadi anne kalk koluma gir yağmur altında bir sigara içelim/ bana ölümü anlat serçe kanadım gökyüzünü unutmadan /yaşayan ve yaşamayan tüm annelerin günü kutlu olsun/ |
''Analara kıymayın efendiler ! Bulutlar adam öldürmesinler ! ''
Şair çok güzel işlemişsiniz günün anlam ve önemini çok derin anlamlarıyla gözler önüne sermişsiniz...Tebrikler !