enel hak
-merhaba
tutsaklığımın göğsünde başkaldıran nazlı aşkım merhaba- inzivasına çekilen ruhumun gece artığı sözlerini aramızda geçen fetretin duldasına seriyorum otur hele aşk sus dinle zindanlarım izbe zindanlarım karanlık zindanlarımın parmaklıklarına sarılı saçından sarkan hüzün içinde üşüyen umuda yekinen ruh göstermiyor hayat izanını susarak yazılanlara/yaşananlara varlığını bekleyen cümlelerimde birikiyor keşkeler her keşke kısırdöngü çentiğini atıyor usuma tensel acılarıma yıllanmış yalnızlığıma isa’dan utanan erguvanda hallacı-ı mansur misali şiirimi çarmıha geriyorum tenini tenimi kavuran rüzgarın y/üzüyor nereye kadar gidecek bu aşkın encam-ı bu esaret mahpusluğumun duvarında kırılıp dökülen gülün kokusunu bile vermiyor canımı acıtan /kanatan dikenli teller imamesi aşk olan tespihimin günlerden aylardan yıllardan taneleri yaşlanırken ellerimde nereye kadar sürecek bir güz gibi kundağıma gelip konduğun misafirliğin / aşk konuşur/ -merhaba tutsak merhaba- sözlerin gözyaşımdır isa’nın koynundaki şiirini ver zebur’un içinden geçelim *gecenin duvarına ağlayalım ağlama duvarımız olsun gece aramızda geçen fetretin ateşinde yandım izbe karanlık zindanlarında şems ateşinde yanan mevlana’ya baktım tensel acılarında ağrılarında usunda yıllanmış yalnızlığında enel- hak dedim mahpusluğunda kırılan gülün hürmetine ellerimi kaldırıp semaya şefaat dedim • gecenin duvarı imgesi, Sema Güler’e aittir.İmgesini kullanma izni verdiği için kendisine teşekkür ederim. . |
Çünkü onu bulmak için ne derinliklere dalmıştır, ne vurgunlar yemiştir çok defa...
Bir şiiri bu kadar nefis imgelerle bir şölene çeviren şair de, bir başka şairin kimbilir ne acılar
yaşayarak bulduğu bir imgenin değerini o kadar iyi biliyor ki, olması gerekeni yapıyor ve şiirin
altına zarif bir not düşerek teşekkür ediyor.
Daha sonra bir başka şairin uyarısını dikkate alarak, "sol yanım" yerine "kundağım" kelimesini
kullanıp, usta şair olmanın inceliğini örnekliyor.
Tüm bu incelikler ve şiir gözkamaştırıcı.
Teşekkürler değerli şair...