DOĞU GUTA
Savaş var Doğu Guta’da, bir çocuğun yüzü kanlı
Yaşamış yaşamadığı onca yılı; yazıyor alnı Ne ses, ne seda; anne ve babasını arıyor Elleri titrek, benzi soğuk, endişe dolu her ânı Koşuşturuyor sağa-sola, anne diye seslenerek Akan gözyaşları anlatıyor her şeyi, dökülerek Biri vardır, yardım eder de kurtarır umuduyla Koşuşturuyor işte sağa-sola, sesini yükselterek Ebî, ebî diye çığlık atıyor, yani babam, babam! Nerde bulacağım da demiyor akşam akşam Arıyor sadece; bulur da kavuşur umuduyla Açlığa aldırmadan, gözyaşlarıyla sırılsıklam Çok koşmadan, az ötede takılıp düşüyor yere Yerde birikmiş olan kanlar bulaşıyor ellerine Kan olduğunu da bilmiyor, ellerini siliyor O minnacık elleri kan doluyor yok yere Sonra anne ve babasını görüyor, yerde uzanmışlar Elleriyle enkazı kaldırmaya çalışıyor, altta kalmışlar Kaldıramıyor zavallı, kaldırmaya çalışıp ağlıyor Hem yaşına, hem de hayatına ağır geliyor taşlar Bak dost! Böyle işte mazlum kardeşlerimizin hali Daha niceleri var, biz duymuyoruz belki Ama onlar duyuyor sessizliğimizi ve bekliyorlar bizi Vakit dua vakti, birlik, berberlik, belki de cihat vakti Biz dostuz değil mi? Ümmetiz! Birlik hani? Paramparça olmuşuz, kimseyi duymuyoruz sanki! Kendine gel kendine! Bir olmaya nedir ki mani? Gün birlik günüdür, neyinedir malayani! |