Ah Arkadaşım Ah!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Abdulvahap Kazar’dı adı. Lise sıralarında en iyi arkadaşlarım arasında yer alıyordu. Lise bittikten sonra ikimiz de hayatımızın içerisinde yer alan bütün dünyevi işlere ve cahilliklere bir son deyip, medresede okuyup ümmet-ı Muhammede (Sav) hizmet etmek için bir söz verdik. Hedefimiz islam dinine hizmet etmek olduğundan, okuduğumuz her kitabı daha dikkatli okuyor; yazdığımız her yazıyı daha dikkatli yazıyorduk. Abdulvahap arkadaşımın dilinde kekeme vardı. Bir imtihan olduğunu düşünüyor, Allahtan gayret için niyazlarda bulunuyor; daha çok çalışıyordu. Medreseyi bırakmayacağını, ne olursa olsun ümmet için çalışıp hizmet edeceğini hep dile getirirdi. Bundan ötürü gurur duyardım onunla.
Ve bir sabah... Dersin ortasinda "Abdulvahap medreseyi bıraktı, gitti" haberini işitince inanamadım duyduklarıma. Aradım Abdulvahap’ı; yalvardım, yakardım ama nafile... Ardından gece başımı yastığa katıp günü özetlerken; dudaklarımdan dökülen satırlar bunlar oldu.
Aaah arkadaşım ah!
Ne yaptın sen bizlere böyle vah vah! Belki de gözlerimiz kan ağladı senin Sen geriye dönüp bakmadın bile bizim için Şimdi ne yapacaksın, kim bilir oralarda Seninle daha çok işimiz vardı buralarda Buralar ıssız, buralar sessiz sensiz Yokluğunda belki de geçmeyecek günler; dertsiz, kedersiz N’olur, yalvarıyorum, dön gel aramıza Söz veriyorum, eğer bir laf gelirse şahsımıza, Kör olurum, görmem kimseyi Elimden geleni yapar, af etmem kimseyi Sen gittin, O gitti, öbürü de gidecek Alemlerden alemler eksilecek Yapmayın, etmeyin. Yanlış yapıyorsunuz Bu ümmet yıkılırsa, ruhumuz ne hesap verecek? Aaah arkadaşım ah! Sen davayı kaybettin vah vah ! Bir âlim, bir âlem demekti Aldandın şeytana, buraya kadarmış demek ki! |
Şiirin içindeki sevdalarda gizemlilikle duygu ön plana çıkmakta…
Güzel Kutlu dileklerimle Kutlarım.
Çok çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…