luti'nin baladı
defalarca konuştum
kağıt üzerinde duran soneden bahsettim ona her vakit duvarın arkasında kara romantizm büyür bir havanın titreşimini başlatan tanrılar ve dante’nin cehennemi sarar tepeden tırnağa pencereler avlular ve tül perdelerin evsizlikleri gibi her şey sorgusuzdur anlatılmaz van gogh’un pastoreller’ini çizerken ya da don kişot ve ölü katırları resmedip dururken ellerin sen nasıl çürüdün luti senin o gözlerin karahindibadır mayıs ayında açan açarak solan bütün renklerin ülkesizliği yağlı boyalara dolanıp ince fırçadan süzelen bir yazgıdır göç zamanları. ... nasıl anlatayım luti sen yine de poz ver bana tabakta soyulmamış elma var ölü ressamların yasını tutan kurtçuklar panoya yerleştirilmiş taş şömine ceylan kafası ve masamda bir kaç çiçek ölüsü var. |
.................................................... Saygı ve selamlar..