AYDIN MI, KARANLIK MI?
Karanlığın Aydınlarına İthaf...
Halkını hakir görür milletine yabancı Kendini “entel” sayar karanlığın aydını. Ahdine sadık değil kâl-u belâ’dan beri Verdiği sözden cayar karanlığın aydını. Bu milleti boş sanma sizleri iyi tanır Sen kendi küllüğünde ister ür ister anır Rüyâda kâbus görse halkı da öyle sanır Her şeyi tersten yoyar karanlığın aydını.(*) Bülbülün mîzaçı bu, sitem edermiş güle Ne olursun sen sen ol, gerçeği getir dile Medeniyet adına moda silahı ile Kadını, kızı soyar karanlığın aydını. O kutsal değerlere çatmayınca duramaz Uğramamış semtine; ne oruç ne de namaz Binmiş şeytan atına; Kitap, Sünnet tanımaz Her an nefsine uyar karanlığın aydını. Kıyam eylemek gerek ilçesiyle, iliyle Yoksa bizi yok eder borasıyla, yeliyle Yeter ki fırsat bulsun hem eliyle, diliyle Her çeşit küfrü yayar karanlığın aydını… 24/06/’15 Hanifi KARA (*) Yoymak: (mah.) Rüyâyı tâbir etmek, yormak |