SERZENİŞ
Değişti günümüzde, değişti Müslümanlık.
Nabza göre şerbetler, her elde bir yağdanlık. Giyim kuşamda devrim, yeni imaj tesettür. Herkeste bir gösteriş, dilden düşmüş tefekkür. Allahın adı reklam, kalabalık dillerde. Kur’an-ı Kerim sade, kitap olmuş ellerde. Korkuyla anarız hep, Allahın tek adını. Unutup ta gitmişiz, sevgi olan yanını. Zulmü alkışlayanlar, çoğalmışlar nedense. Ümmeti Muhammet’e, yardım etmez hiç kimse. Çok Müslüman ilgisiz, hak yolda kardeşine. Adalet hak getire, herkes kendi işine. Vicdan Fizan’a kaçmış, hep izinli merhamet. Fakire ölürken de, söylerler aman sabret. Merkezinde İslam’ın, gözler kapalı bakmaz. Ölen Müslümanlara, bir damlacık yaş akmaz. Ölen ve öldürenler, söyler Allahu Ekber. Böyle zalimi zulmü, söyle kimler destekler. Her bir bela müstahak, ya kader ya da fıtrat. Cennet gibi Dünyada, yürünen her yer sırat. Zengini müslümanın, dertsiz kumda kafası. Her gün zevki sefada, çok çok fazla havası. Nedense yoksulluğu, Allah bizlere vermiş. Aşağıdan yukarıdan bizi boşuna delmiş. İsteriz hep Allahtan, çalışmadan yatarak. Ağzımıza düşer mi, aval aval bakarak. Bir tek icadımız yok, şöyle insanlar için. Ne bir aşı ne ilaç, okunmuş suyu geçin. Girmiş siyaset içine, en masum insan bile. Ummadığın adamda, bin bir dümen ve hile. Allah yar ve yardımcın…, diye başlıyor söze. İşte bu arif sözle, giriyor tamda göze. Telefonda ilk kelam, selamünaleyküm. Ardından da geliyor, boş laflar kem ya da küm. Yavşakca gülüşmeler, iş bitiyor çok tatlı. Allaha emanet ol, sözünde sırlar saklı. Adam sözle besliyor, inancı ve imanı. Dilaltından yürütüp, pazarlıyor samanı. Kendine uydurmuşsa, bir cübbe ile şalvar. Senin Müslümanlığın, nedir ne işe yarar. Kendince yorum getir, ayetlere sureye. Şeytan salar sokağa, melek bağlar direğe. Bir lokmayla hırkayı, hep tavsiye edenler. Ara vermeden her yıl, çok kez hacca gidenler. Ne zanneder kendisini, kara çarşafa bürünenler. Her tarafı kapkara, gözleri görünenler. Biçareyim naçarım, kim imanlı kim ehil. Yüzüme gülen Hamza, için de Ebu Cehil. Herkes bir bukalemun, rengi ortama uymuş. Komşular aç yatarken, kim tıka basa doymuş. Gizleniyor içinde, müşrikten daha müşrik. Azmışta birçok kişi, sade yüzünde müşfik. Geziyorlar imanla, aslında hepsi fasık. Kendi sesleri arşta, Allahın sesi kısık. Bu nasıl sapmadır ki, herkes olmuş bir Haris. Yanar İslam beldesi, söylerler her yer Paris. Şu fani boş âlemde, insana zulm etmeyin. Ne olacak halimiz, Allah için söyleyin. İnanan şu gönlümde, dilimde Lafza-ı Celal. Öldürmek zulüm haram, gülmek güldürmek helal. Kurtar bizleri şerden, münafıktan şeytandan. Kâfirleri kovalım, şu kutlu meydandan. Gerçek olan müminler, saf tutalım el ele. Dinsin gönlümüzdeki, vesvese ve zelzele. Din adına öldürmek, olmaz Allah kelamı. Öldürürsem bir canı, Allah versin belamı. Allahü Ekber deyip, kelle kesen cahiller. İçi boş konuşmuyor, susmuş hep mahfiller. Bitmez din tacirleri, her devirde vardırlar. İçi boş adamları, alırlar kandırırlar. Utandım olanlardan, bu çağda bu devirde. Alkışlıyorlar zulmü, kimileri seyirde. Yaşamak büyük utanç, bir zulüm bu âlemde. Bütün suçlar yazanda, günah yoktur kalemde. Birliği yok İslam’ın, ayrışma hat safhada. Çoğumuzun gönlü boş, hangi mümin takvada. Ümmet-i Muhammet’le, derdim tasam yok benim. Çıkar için Allah diyen, bağrımda bir ok benim. ODABAŞI ağlama, eğilme bir elif ol. Allahın izinde yürü, açılır sana her yol. şuayipodabasi... 09.10.2015/Kepez/Çanakkale |