Âtehş-i vehrâmân
bahar kokularıyla gelmiştin kuytularıma
yeşil çağla kokulu baharlarımı gömdüm duvağıma mimoza sarardı yaktım avesta hüzünlerle mektuplarını su rüzgar toprak ateş tanrısal aydınlıklarda kutsadığım dudakların ateş renkli yakutlarda aradığım geç baharların erken kırılan bahar dalıydık farkındayım ateşgedelerde kutsadım mitralist bir aşkı mimoza sarardı yaktım avesta hüzünlerle mektuplarını ey ateşi behram dudakların tin içinde can çekişen bedenin ağaçların sonsuzluğunda ezeli aşk suretin rüzgarlar susarken ney inledi durdu hiç bilmedin mimoza sarardı yaktım avesta hüzünlerle mektuplarını kimdik neredeydik neden birleşmişti ellerimiz tur dağında yehova ateşlerle konuşuyordu gül bahçesine dönüşüyordu ibrahimin ateşi sonsuzluk bahçesinde kevser suyuyla söndürebilirsin belki içimin mimoza kokulu hasretlerini yeşil ağaçlardan çıkan ateşlerdik ben senin dergahında ezeli aşka hürmet ettim nereye dönsem kor alev kahırmış ellerin keskin bir şarap gibi iniyor içime sevdan nicedir çöl yolcusuyum kavurucu ateşler dudağımda zahitlik hırkamda kıvılcımlar kefenim ateşten ibrahimin ateşlerini gül bahçelerinde soğuttun gecenin karanlığında seni yakarışlarla unuttum ey kutsal ateş Âtehş-i vehrâmân güzel kokulu ağaçlar atılırken üzerine inci saçan gönlünde kutsa beni Ömriye KARATAŞ 20.01.2018 |