AZATLIK KUŞLAR
gece ve zincir
çözdü dudaklarındaki esrarengiz heceyi lal bahçemizde hüzünkar sesler ateşli dudaklarında katran gece sen yeşerttin içimdeki umut çiçeğini sen çözdün boynuma bir vebal gibi dolanan bu ilmeği özgürlüğün pencerelerinden menekşelere su verdim azatlık kuşları saldım gökyüzüne sularda ayak izini aradım avlularda kül umutlu güvercin seslerini kavuran bir susuzlukla gelmiştin çölüme külün altında yaralar gizliydi yapmacık bir kutsallıkta değildi dudağındaki ateş turunç ağaçları altında harla öptüm parlak ırmaklarını bir pervane misali kapıldım ışığına sende bedenini ve ruhunu tutuşturan yangınlar gördüm bilmem ki ben göz pınarlarından eski şaraplar mı içtim giy bu gece beyaz giysilerini ayışığına gidelim çıplak kılıçlarını göm toprağa özgürlüğün kafesindeki yağmur kuşları hüznü vefa görmediğimiz yolculuklara yazdılar bir kanat ver düştüğüm girdap derin Ömriye KARATAŞ 16.11.2017 |