SEN O RESİMDEKİ SONBAHARSIN
bir zeytin hasadı şenliğiydi gözlerin
beni barışa çağıran gönderimde inmeyen yas mektupları sen o resimdeki sonbaharsın bir nisan buluşması özlemiştim portakal çiçeklerinde düşlerimizi tanrının uyuttuğu altın başaklar ikliminde gecenin suları uğuldar dururdu küllerle örtülü nehirlerde bir dalsın işte çorak topraklarda içkin veren sen o resimdeki sonbaharsın tekneler salınıyor keder ırmağında ürpermeye hazırlanıyor kar altından kardelen ulu uğultular duyulurken doruklarda sen o resimdeki sonbaharsın biz o resimde eşyanın ve zamanın dışına çıktık ağır aksak soluduk yaz akşamlarını vedalarını kara bir nehirde mesafelerin uzunluğuna bakmadan arzular çizdik elimi uzatıyorum sana mavi gecelerden mavi geceler boşluk sen o resimdeki sonbaharsın kar suları bahara coşkun dereler getirir ağaçlar göklere ulu ağıtlar okur çöl dudaklı tatlı ve ılık sevgili taze bir bahar dalı gibi yeşillendirdin içimin buruk ezgilerini bir şimal rüzgarı yürekten vurmuş beni has bahçelerden sen çıkıp gelmişsin bir kilimde yeşermiş nakşının gül bedeni o gül o ağaç o kimsesizlik sen o resimdeki sonbaharsın dün sincan istasyonundan bir çiçek geçti henüz açılmamış tomurcuklarla bir şiir sofrası serdi önüme su rüya ve arzu vurulan kuşların fırtınadan dönüşünü sessiz uğurlanan trenlere nasıl anlatırım katran karası saçlarımı yuduğum ırmakların hani sen o resimdeki sonbaharsın bir zeytin hasadı şenliğiydi gözlerin beni barışa çağıran gönderimde inmeyen yas mektupları sen o resimdeki sonbaharsın Ömriye KARATAŞ 15.11.2017 |