sen elma ağacı ben kara dut budandıkça dallarımız uzatmışız köklerimizi toprağa aramızda on iki adımlık mesafe ve içimizde haklılığına inandığımız sarılmak yeşerten ilkbaharlar
biliyor musun bir paketi ortak ederek suçuma taammüden zilini çalmak isterdim bugün sırf beni gördüğünde nasıl çiçekleneceğini merak ettiğimden yüzünün
muhtemelen elinde mektup börekleriyle karşılardın beni dudaklarında ertelenmiş kavuşmalar neşesi ardına kadar açardın kapıyı kalbine alır gibi alırdın beni içeri
söylesene bir otuzbeşlik yeter mi bu kavuşmanın şerefine kaç bardak hüzün çıkar sence benimkiyle birleştirince kaç bardak dert tokuşturabiliriz biz bu gece söylesene
neyse hadi içelim su kattıkça beyazlaşan ömrümüze şerefe şerefe
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
OTUZBEŞLİK KAVUŞMALAR şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OTUZBEŞLİK KAVUŞMALAR şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sevgili Kardeşim, değerli hemşehrim, edebiyatdefteri.com'un saygın kalemi sayın: ❤ Hicran Aydın Akçakaya ❤
Sizin hece şiirlerindeki tartışılmaz ustalığınızı bilen birisi olarak, serbest tarzda kaleme aldığınız bu şiiri okuduğumda, Hececilerin de serbest şiirlerine mükemmeliyette kullanabileceklerinin eşsiz bir örneği olarak düşündüm. Doğa konulu şiir, şiir dünyasında özgün bir yer edinirler. Her şairin gönlünden geçse de her şairin uzanamadığı bir alandır. Çünkü bu alan hisseden bir gönül, bakan değil gören bir köz, algılayabildiklerini şairin ruh dünyasında duygu ve düşüncesiyle harmanlayıp, gönül imbiğinden damıtan bir yaratıcılık, bu damlaları usta bir kalemin ucundan heceler üzerinden, duygu yitime uğratmadan mısralara ve bentlere taşıyan usta bir kalem gerektirir, Daha da var ancak kısa keseyim. Görüyorum ki hecede şahikalar yaratan kalem serbestte de tartışılmaz kudretini gözler önüne sermiş. Serbest tarzda şiir yazanlara referans alacak nitelikte şiir kaleme almış. Beğenerek ve duygulu kaleminize saygı duyarak okuduğum bu güzel şiirinizi tam puanım ve beğeni ile favorilerim arasına ekliyorum. Kardeşimin şiir ve gönül sayfasına, tebrik ve başarı dileklerimi bırakıyorum.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim, lütfen kabul buyurunuz...
Sevgisiyle sarhoş olan gönülü Hiç bir saki bu kadar uzağa atamaz Kaç kadeh tokuşturulsa da Bu sarhoşluğun ötesine geçmez Tebrikler Duygusu güzel bir şiirdi Güzelliği nakış gibiydi şiir
söylesene bir otuzbeşlik yeter mi bu kavuşmanın şerefine kaç bardak hüzün çıkar sence benimkiyle birleştirince kaç bardak dert tokuşturabiliriz biz bu gece söylesene
neyse hadi içelim su kattıkça beyazlaşan ömrümüze şerefe şerefe
Anlam ve anlatımıyla çok güzel bir gönül sesi düşmüş sayfaya. Yüreğinize sağlık.
Neredeyse iki yıl olacak sigarayı bırakalı. Son zamanlarda verdiğim en doğru karardı. 24 yıl içtikten sonra senden vazgeçiyorum dedim ve 14 Ş Şubatta terk ettim onu. Kendimle gurur duyuyorum :)
Ama meret nasıl yapışmışsa artık üzerime adımı görenlerde bile sigara içme isteği uyandırıyorum. :)
Ben kurtuldum dileyen herkes de kurtulur inşallah.
e o zaman kara dut ve elma ağacının şerefine ellilikte buluşuruz bir ara iki ağacın altında/ yeşillikler onlardan biz elimizde tebessüm mezeleriyle hayat zaten ara sıcak gelecekse de sonbahar ne gam
Bu şerefe sözü nereden geliyor neden içki kadehleri bu sözle tokuşturuluyor merak edip araştırmıştım şiiri yazarken. Dünya üzerinde her milletin kadeh tokuştururken söylediği sözler varmış. Ruslar za zdarovya, İngilizler cheers İspanyollar aplausos, Yunanlılar eviva diye kadeh kaldırırlarmış.
Şöyle bir söylenti de geldi kulağıma, insan kendinde olmayana kadeh kaldırırmış, şeref yoksunu şerefe diye kaldırırmış kadehi, mutsuz olan mutluluğa kaldırırmış. Ben buna katılmıyorum kadeh önem verilene kaldırılır, değerli olana kaldırılır, dostluğa, mutluluğa, sağlığ, ve elbette en çok da şerefe kaldırılır.
Bakın Türkler neden şerefe diyor kadeh tokuştururken iki hikayesi var aynen paylaşıyorum netteki bilgiyi;
''sene 1630, devir dördüncü murat devri. bırakın içki içmeyi insanlar tütün tüttürdü diye ağaçlarda sallandırılmakta. o zamanın akşamcıları birer birer arkadaşlarını kaybetmekte. elemanlar gündüzleri ayık kafayla konu hakkında tartışırlarken, askerlerin arkadaşlarını sarhoş olduklarını fark ettikleri yada nara attıkları için astığını görmüşler-anlamışlar. bunun üzerine akşamları içki masasına oturduklarında ellerini masaya koyup "şerefim üzerine yemin ederim ki bu masaya oturduğum gibi kalkacam" diye yemin edip kadehleri tokuştururken de "şerefe" demeye başlamışlar. böylece bugünde kullanılan şerefe sözcüğü ortaya çıkmış.
ikinci hikaye daha doğrusu durum ise içki masasına oturanların "masada konuşulanlar masada kalacak sözmü söz şeref sözü" diyerek şerefe kadeh tokuşturmalarından ileri geliyormuş. ''
Anladığım kadarıyla sizin de var bir otuzbeşliğiniz cepte hadi gelin şerefsizlerin cirit attığı bu dünyada inadına şerefe kaldıralım kadehlerimizi üstadım, şeref bizim her şeyimiz.
sen elma ağacı ben kara dut budandıkça dallarımız uzatmışız köklerimizi toprağa aramızda on iki adımlık mesafe ve içimizde haklılığına inandığımız sarılmak yeşerten ilkbaharlar
biliyor musun bir paketi ortak ederek suçuma taammüden zilini çalmak isterdim bugün sırf beni gördüğünde nasıl çiçekleneceğini merak ettiğimden yüzünün
muhtemelen elinde mektup börekleriyle karşılardın beni dudaklarında ertelenmiş kavuşmalar neşesi ardına kadar açardın kapıyı kalbine alır gibi alırdın beni içeri ******************************************
ÇOZÜM DEĞİL O DEDİĞİNİZ 35...40 LAR...
ÖNEMLİ OLAN SAMİMİYETLE SEVDASININ ARKASINDA DURMAKTIR...
Erkek kardeşimle aynı yaştaymışsınız. Nihayet meramımı anlatabilmiş olmanın mutluluğu ile ben de size uzun ömürler diliyorum, eksik olmayın lütfen, dostlukla her daim.
Kaç yaşınızdasınız Namık Bey, ben 47 ve masaya yaşadığım otuzbeş yılı koydum arkadaşımın otuzbeşinin yanıbaşına. Varsa yaşadığınız bir otuzbeş yılınız üstü sizin olsun, getirin o otuzbeşi koyun masaya, otuzbeşliğe takılmayın, maksat muhabbet olsun, dostluk kazansın. İçtiğimiz ömrümüz bizden kimseye zarar gelmez. Samimiyetimize yaslamışız sırtımızı, batırmayız kimseyi merak etmeyin.
Nice zaman sonra Kavuşmak varsa bir otuz beş lik Yetmez... Ama böyle bir şiir gerektirmez Hiç bir şeyi Keyifle okudum muazzam Dizeleri kardeşim. Var olsun kalemin
Aslında itiraf edeyim ortada otuzbeşlik falan da yok, yaşanmışlıklarımıza isim vermek maksat ama dediğiniz gibi böyle bir kavuşmaya tek otuzbeşlik yetmez, masamıza eşlik etmek isteyen herkes devirdiği otuzbeşliği de beraberinde getirecek nasılsa, yaşı tutmayanlara biz kendi otuzbeşliklerimizden ikram edicez artık :)
bu şiiri yudumlayan kendine gelebilir mi dersin hiç sanmıyorum aramızdaki o on iki adımlık mesafe var ya o mesafelerin dili olsa da beni sana götürse:) elma agacıydim belki ama şuan tamamen dut ağacıyım ve şerefimize dolduruyorum bütün otuz beşlik kavuşmalarımızi tam on ikiden hemde :)