ZAMAN ÇÜRÜTTÜ ÜTOPYALARIMIZI
mağlup ordular gibi dönüyorum sana
ürkek umutlar taşır çantamdaki kadın dünya yitirdi masumiyetini nereye baksan kan savaş zulüm ulu çınarların gövdesinde kanlı güvercin kanadında kurşuni suların bulanıklığı yasemin kokan bahçeleri düşlemiştik oysa köşe başını tutan sokak çalgıcılarını anısı hala içimde bırakıp gittiğin hançerin gün boyu dev mağazalara girip çıkıyoruz gece trenlerine usanmadan yetişiyoruz metropoldeymişiz meğer bağ kütükleri gibi çürümüş gövdemiz bilmemişiz oysa yosun kokan yollardaydık eski rum evleri yıkık taş duvar tenha istasyonların sabırlı yolcularıydık koflaşan iğreti dünyanın matlığına inat çıkıyorduk hayatın karşısına incecik kırılgan çocuklar gibi içimdeki trenler sustu yorgo dudağında tuz ve yosun kokusu şehrin sur kapıları kapandı şimdi kuytu bir köşede oturmalı mağlup ordular gibiyiz nicedir yorgun ve yaralı zaman çürüttü ütopyalarımızı ahşap konakların yerinde localı apartmanlar pera sokaklarında keman ezgili sonatları unut içimizde geç kalınmış akasya baharlarını unut mor salkımlı çardaklarda akşam sefaları anılar gergefine işlenmiş en çok sevgileri sulamayı unuttun çiçekler boynunu büktü sevgili zaman çürüttü ütopyalarımızı ılık bir eylül sabahında mağlup ordular gibi dönüyorum sana gemileri sessizce selamla yüreğim Ömriye KARATAŞ 13.09.2017 ı |
Candan kutlarım şairem.. Kocaman sevgiler,Selamlar olsun şiir yüreğinize...)