sappho'nun kedileriah benim catulluscuğum nietzsche’nin yaraları vardı yalnızlık ve beyin yumuşaması sayısız kalıntılarda tragedya’nın doğuşuna şahit oldum benim de yaralarım derin kaburgama bir çivi batar gece ve gündüz ay ve güneş dokusu bir intikam ki, and olsun gidip uzanıp karanlığa bakacağım bir ırmağın derinliğine lanetli bir ceza bir sisifos gibi. soppho’nun kedileri ölsün diye pireleri yığdınız kapımın önüne ekmek, süt değil, öldürdünüz bir gece vakti tam yüz kedimi sonra aklanıp paklanmak için korudunuz ruhunuzu toprağın kucağına serilmiş ölü kemiklere bakıp şarap içip dua ettiniz adamlarınızla ! Kedilerim öldü, ruhunuzu sikeyim sizin mutlu üstünlükleriniz var parlatılmış bıçak ve ağaçlara bağlanmış bez parçalarınız muazzam fantazi ve balo davetleriniz var kedilerimi öldürüp kledia nehrine attınız, kızıl çamurlara ölü sazlıklara attınız. bil ki vahşi bir kedidir kalbim artık cehennemden geldim shakespeare’nin trajedisinde korkunç lago’yum ben mutlak kötülüğün vücut bulmuş hali ve bir kampüs dolusu polisim ben mekik dokuyorum tan ağardığında dönüşmüş o asil bir kedi gözüne uzanırken kıllı gövdenizle sanma ki unutmuştum sizi ay batar, güneş gider boynuna doladığım kiriş havasında bağırsaklarınızda catburg cinayetleri ey benim catulluscuğum sappho’nun ibnesi. |
Kaleminiz doğruluktan şaşmasın...
....................................... Saygı ve selamlar..