Gelincik
güneş boşluklardan güne yalvardı
sarı sancım dinecek mi dinledik karanlığa dolan notaları kelebek uykulu zaman aşkı bize getirecek mi iki taş arasında anın sevinci ormancılık oynayacak kadar büyümüşüm beni korkutan rüzgara kapılıp eşlik edememek yıldızlara yani esenlikler diliyorum ümitsiz yarınlarıma göğe uzatıyorum bana eşlik edecek seslenişi göğe fısıltılardan uydurduğum ziya bulutu yağmura yağmuru toprağa karışana dek sevmek sevmek ne demek bilmiyorum kuşlar mutluluğun rengini rüyanın dudağından efsunlu bir buseden çalıp bana getirse de hiç rahat olamıyorum nedense taşlardan sarkan kara bilmece suların işittiği tatlı bir uyku kulağıma eğilip soruyorlar aşınca boyunu gölgeler canın sıkılıyor mu. |