Cırcır böceğiak pak otururdun yastıkla beslenip böğrün öyle beyaz bakarmışsın dediler küçük pencereleri gülermiş evinizin gıcırdarmış aşağıda samanlık kapısı büyüdükçe korkarmışsın arka sokaklardan öyle nazlı ve buruk bükermişsin ağzını neden sana gülmeyi değil de ağlamayı öğrettiler doğmadan daha sanki bir sızı gizliymiş içinde her dokunuşta acırmış yaran yetmezmiş eski sargı bezleri eski güldürme numaraları karnın tokmuş sahte mimiklerine sevgi, ilgiymiş tek derdin hiç yalnız bırakılmamak annen bahçeyi senden çok sever gibi daha karnındayken yorarmış seni ağlayabilsen o zaman ağlardın cırcır böceği eğildikçe çepine annen dur yeter diye hafifçe tekmelerdin doğmayı istemedin belki gördükçe sevgisizliği Ankara’lara gitti annen doğurmak için gözlerini doğumevinde açtın ilk kez gönlünce ağladın hemşiren elinde kim dediler bu cırcır böceği daha dokunmadan ağlayan bu güzel kız bizim dedi teyzen kucağından indirmedi kapıda şaşkın bekleyen babanın kucağına verdi annen kızdıkça hep baba diye ağladın anne diye ağlarken bütün çocuklar sen baba derdin kardeşlerin de baba diye ağladı şimdi düşünüyorsun neden neden kapı önünde beklediniz babanızı siz mi çok yaramazdınız anneniz mi huysuz çok huysuzdu.. büyüdün cırcır böceği hep birileri dövecek diye korktun ağzını açıp doğruyu söylesen biri indirecekti sanki çenene korka korka yürüdün cesarete korka korka hayata hep elini kaldırıp vuracak bir annen vardı ağladın kimse sormadı, anlamadı nedenini içine çöreklenen sızının!.. 12. 08. 2017 / Nazik Gülünay |
Güzeldi dizeler
Kutladım yürekten
Sağlıcakla