İçimizin Derinliklerinden
o ağırlığın altında küçük çocuk heyecanı
iki uçlu denize atlama merasimi birini sevinç saracak birini kaygı yüzleşmeden yüzümü sarmalayan o gergin seyre sevgiyle korkularımı bırakıyorum kuşlar kırgın kuşlar ve uçucular evreni kaplayan sesiyle veda ediyorlar bu basit algımı aralayan sonsuz uca doğru tam dokunacak iken size yerin kaynayan sertliği korkunç bir soru soruyor evrene hafif çelmelerle bırakma beni boşluğa inanan ruhum vazgeçmek istemiyor bir şaka gülümsemesi ile görünüveren gülümseyen o mavi yıldız bize yok oluşu gösterecekmiş döndük dostlarımızın çiseleyen yağmurlarına ıslandık dans edip geçmeyen o güzel senelere dualar fısıldayıp ay olmak için var olmak için yeniden tatlı günlere içimizin derinliklerinden ne isteniyorsa verdik göğe. |