Tanık
Saman yığınının içinde kaybolmuş
Bir iğne deliği gibi bakıyordu gözleri Buğday biçmekten; Toprağı andırmaya başlamış elleri Yaşıyor ve biliyor çok uzun sürmeyecek Küçük, kurak bir kuyudan Okyanusa atılmış bir balığa dönüktü çehresi Öylesine şaşkın Öylesine bilmiyordu âbîyi Ne semada salınıyor büsbütün Ne de ayakları yellerde sürünüyor Papatya yaprağında esen, Dingin bir rüzigar kızartmış burnunu Tek derdi, Haftalık gelen o bakkal amcasının Ona bir tane şeker ikram etmesiydi O gelene kadar çamurdan yapardı şekerleri Ondandır üstünün başının lekesi Yaşıyor ve yaşamaya devam edecek Okyanuslara karışacak Rüzgâra ters gitmeyi ögrenecek Ve bir gün elbet semada salınacak Ve yaşıyor Ve de biliyor Çok uzun sürmeyecek... |