Vedaların Dili
Simidimi bölüyorum, rıhtım yakınında kuşlar
uğramıyorlar koparıp bir parça atmayana kadar büyükçe olanlar küçük lokmalara tav olmasa da serçeler kanat çırparak koşuyorlar yapraklar hışırdıyor, ötede deniz efendi bir konuşup, pir susar gibi yutkunuyorum ağzımdaki lokmaya ıslatıp oradayım, ama değilim, nedensiz dalıyor gözlerim şaşkınım, fazlası ile de üzgünüm bugün yolcular ağırlıyor yüreğim, nedendir gelen giden simit de bitiyor, yaklaşır buradan da gitme vakti derin bir of çekip, son lokmayı fırlatıyorum iken aklıma düşüyor öncelerde buraya uğramışlık hissi ve kavgalar ediyor kuşların biri, ikisi bir bavul sürüklüyorum, vedaların yok dili |