Az Geldin Yüreğimeseni karşılıksız beklentisiz özlüyorum sanki idam sehpasındaki bir mahkumun son sözleri kadar seviyorum seni belki müebbet almış bir mahkumun özgürlük hayali kadar ama biliyor musun en çokta kavuşma ihtimalimiz olmadan seviyorum seni sen bir umuttun bende ben seni umudumu kaybetmeden seviyorum bazen bir ateşin etrafında tavafa duruyorum sonra ateşin bedenimi sardığını hissediyorum sonra ateşin içimi yaktığını oysa sen bir damla su olsan içimdeki ateşe dökmeden seviyorum seni uzaktan uzağa bakarken sana bir şiirin en can alıcı cümlelerine dokunurken parmaklarım teninde pervane oluyorum ve dört duvara bedenimi yatırır gibi bir ömür seni sensiz seviyorum sen gittiğinle kalıyordun ben hep seninle düşlüyordum bu hayatı seninle türküler söylüyordum seninle gülümsüyordum seninle uyuyordum seninle uyanıyordum bir hançere yenik düşmüyordum elbet sırtımdaki bıçak izleri ilk değildi sonda olmayacak içimdeki yara seni özlüyorum, geçiyor seni bekliyorum, umudum var ama ölümden hiç korkmuyorum seni sensiz yaşamasını da biliyorum seni bensiz sevmesini de bazen bir parkta boylu boyunca uzanıyorum bazen bir sokaktan geçiyorum bazen dizleri karnına kadar kıvrılan kimsesiz bir çocuk oluyorum ama aklımda sen içimde özlemin yatağımda bir ceset sonra bir tabut kadar soğuyor içim sonra olur olmaz hayaller kurup ısınıyorum sonra uyanıyorum kanayan bir karanfil baş ucumda duruyor ve ben kızıl bir karanfil gibi santim santim eksilir gibi seviyorum seni sen sevilmek istiyordun bende seni seviyordum ama sen sevmek kadar az geldin yüreğime ibrahim dalkılıç 16/07/2017 01:50 izmir |
selam ve saygı bıraktım aha buraya..