kûn
a.
kûn; ile başladı herşey; kalbin örttüğü şey, kalbin içinde kalmayan her şey gibi tıpkı; ile başlayan ez cümle bütün sözlerle: "ah mine’l aşk"ın bütün hücrelerini bütün sözlüklerden çekmek gibi. yani, gibi gibi ve fakat "hiç" bir şey gibi. yaşanılan yanlarına dönük yüzüm, yüzünden başka bir şey görmüyor. ötesine geçerken yandığım, berisinde kalırken özlediğim; değil misin sen ey; bir şairin bütün sözlerini bozan, kalp ile yeksan oyun değil misin sen ey kûn... aşk ile başladı her şey: kûn ile yeksân ve elbet yeksân idir kalp ile... hiç bir tesbih tanesine dizilmemiş en nâdide taşlar gibi, sözcükler seçiyorum sana; değil şair(ler)’in sözü, kalbin sesidir bu: dinle... aşk ile başladı her şey diyorum, ah mine’l aşk derken yüzünü aksâ’ya dönmek ve tıpkı sidre-i müntehâ’nın ötesini görememek gibi... ötesine geçersen yanarsın ve berisinde kalırsan geçmek istersin ötesine... ez cümle: aşk ki, kendisinden ötesini göstermeyen; ancak ve ancak kendisini yaşanılır kılan kûn... yüzümü sana dönüşüm sanma ki sadece bundan... b. bir yûnusun kalbinde açıyorum gözlerimi bir şehrin sürgün yanlarına bakar kalbim. hangi köşe senin, hangisi benim barınağım ne sen bilirsin, ne ben. hû çekiyorum edeb ile; gözlerim arş ile arz arasında, sen ki ey yaratılmışların en şereflisi, eşref-i mahlûkat: sensizken eksik kalan bütün yanlarım. imkân ve vücûb arasındaki, kâb-ı kavseynim: bir yanım "âh aşk" derken, diğer yanım "mine’l" cümleler peşinde. eksiktir şiir: sensizken tek satır düşmemiştir ne göğe ne yere. diyorum ya, adın bir lahza yok olsa; gözlerim bir yûnus’un kalbi, ellerim derya oluyor senden ırak bütün şehirlerde... sen bildim eşref-i mahlûkatı ve sen bildim sen diye baktığım her şeyi... sürgün olduğum diyarlarda, sandım ki yûnus olup, kalbine düştüm ıssız okyanusların... hayır, hayır: bilmiyorum kuşların dilini ve göç iklimlerinde nereye uçarlar habersizim... hangi rüzgar nereden gelir bilmem ve hangi ağaç hangi iklimde çiçek açar bihaberim... çok fazla şey bilmem yani ve sen’li barınaklardan başka bir iklimi solumazken ciğerim, gözlerim arş ile arz arasında; edeb ve hû ile, eksik kalan yanlarımı deşifre ediyorum ey imkân ve vücûb arasındaki kâb-ı kavseynim... cümleler kuruyorum "vav" ile, kelimeler arıyorum başı ve sonu "âh" ile biten... şüphesiz "mine’l aşk"a muhtaç... senden ırak bütün şehirlerde; adını anıyorum, v-âh ile. sensizken "kûn" nasıl olur, "aşk" ile bildim... 4.eylül.2007 mustafa nazif |
Doydum
yeni şiirinize kadar.
yüreğim derya oldu...