ebdâaşk dediler; ki dedim varsay. kötürümdür bir yanı. uzandığı yerde dokunamayan. uzayıp kıvrılan yolları, hiç bir yere varmayan. Lâ ve Nâ mekân sözleri dillendirirken, bir gün batımına denk düşer zaman. öyle ya; insan en çok özlediğinde farkediyor. ne kadar kızılmış gökyüzü, bir o kadar mavi. yazılmamış cümlelerle müstear, iklimleri soluyor bak zaman. düşen yapraklar kadar; eskiyen, bir o kadar unutulmuş zaman. değilmi ki, nefes almak kadar zaman. insan en çok yanında isteyecek kadar özler. faydası yok saatlerin: özlemek zamanla bir sayılır oldu, ey!... kader dediğin değil mi; yanında kalacak kadar: zaman. veya bir martı gökyüzünde süzülürken, bir vapur iskelesinde bekleyen yüz. binlerce tasavvur içinde, kendini arayan, bir cümle. ayniyle vakidir; her şey ve ez cümle, kendiyle mustadir: bir o kadar, nefes almak demek yaşamak. karmakarışık hülyalar, resmeden cümleler içinde bir girift; âyân beyân değil mi hayat, bir yanda var oluş, diğer yanda kördüğüm olmuş yok oluş. / ve bir günbatımında, gurûba karışan, en güzel yakarış: ebdâ. yine de sen sanma ki; suskunluğum bundan. aşk nedir, sorusunun cevabı; / aşk değildir ey: aşk isbata gerek duymayan bir, vapur düdüğü, bekleyen bir ayak tıkırtısı, hiç okunmayacağnı bile bile, yazılan mısrâ-i berecestedir. ne bilirdim yazmayı sevmeseydim eğer; ve bilmeseydim, billâh, adın düşmeseydi eğer: anlamını her girizgahın, hiç anlamasam da nerede biteceğini, bilmediin ebrûlî. aşk dediğin; biraz duymaktır; ey... 10.eylül.2018 mustafa nazif duran (k/aralamalar) |
Iskata gerek duyulmayan vapur düdüğü. Müthiş.Ne denir ask için ne denmez ikisi de oyle cokkk ki.Siir harikaydı. Selam ile kondum sayfanıza