MOR SALKIM AĞACI
güller ve küller arasından
sesleniyorsun ölü bir çağın doruğundan dudaklarında kor tufan bir çığlık ağacıdır hüzün devinip duruyorsun mor ağaçlar altında şah damarından daha yakın bu sokak dilin kıyısında kuşların çırpınan kanatları şarkıları ağıtlı gömdüm toprağa çocuk şarkılarıydı bir şahin gibi ululandım dağlarında sıvası dökülmüş evlerin bahçelerindeki mor salkım ağacı sarayları yabanıl gömütlere gömdüm ateş sütunları aramızda sığın mor salkımlı sokakların hicaz şarkılarına değiştirme gücü vardır kelimelerin çağları kırlangıç sarıyor yaralarımı yasta kuşatılmış baharlar değişmeyecek mi yüzünün aynaları ırmaklar değişiyor göç mevsimi kanatların bir düşü uyur gibi uyuyor kuytu pervazlarda kırlangıç sarılı bir yumak gibi çözülüyor dilin seherin ilk ışıklarında kuytularımı okşayan rüzgar ey çıplak yollardan kıvrılıp giden yar seni mor salkımlı sokaklarda beklemiştim ince yağmurlar şehrime yağmadan önce şiirler okuyorum mor salkım çiçeklerine sonra çağırıyorum seni kırmızı kentlere mavi mendiller uzattığın limanlar uzak mı uzak ve sen yine sürgünsün yurdundan ortadoğuda makineli tüfeklerle oynuyor çocuklar göçmen kuşlar kan giyen kanatların hazzını barut kokan sokaklarda bıraktılar bir kitap ceset gibi yatıyor yanı başımda mekansız bir ağaçsın artık binbir gece masallarında kayıp şehrazat bir düşü uyur gibi uyuyor kuytu pervazlarda kırlangıç yeniden çiçek açacak mor salkım ağacı savaş bitince dönecek evine miğferi çiçekli asker yaralarını iyileştirmek için şiirler basacak yüreğine çağ kanamalarını dindiren ozan şiirin düş gemilerine sığar ancak karanlıkları kanla dokuyan tarih bağışlanmayacak yüzün mor salkımlı sokaklarda bir çığlık ağacıdır hüzün dönecek mi babam savaştan söyle mor salkım ağacı şarkıları ağıtlı gömdüm toprağa çocuk şarkılarıydı Ömriye KARATAŞ 19.04.2017 |
önemli bir soru.
Güzel bir anlatım, şiir
tebrikler
sevgilerimle..