Salgaraya yaşamakherkesin bir ceviz ağacı var mı duymuş mu acaba onun gibi insanca kollarını özgürce açarak geniş alana derin derin solumuş mudur? ne zaman bir ceviz bulsam bahçede hemen alıp toprağın koynuna verdim büyüsün diye çocuklar ile baksın toprağın gözünden ellerini salgara savuran soğan, patates eken salatalık turşusu kuran ağaçların dibine su saldıktan sonra kuyudan gölgesinde oturanlara çok çabuk büyümedi ama bir zerdali ağacı kadar hemen sunmadı yemişini önce ölçtü tarttı ağıra sattı kendini derin gölgeler oluşturmak için altına zaman gerekti kimini çaldılar ceviz ağaçlarımı daha küçükken başka topraklarda baktı dünyaya yadırgasa da yerini bir zaman yüksek tepelere de alıştı bir köpek geldi altına işedi az oturmadık ceviz ağacımızın altında bilir saklı gizli neyimiz varsa şakalaşmalarımıza, oyunlarımıza katılamasa da hafif esintilerle bizimle oynar ona kurardık salıncağımızı babam bile oturur sallanırdı biraz yerden kurtulur, biraz çocukluğunu yaşardı en çok da kardeşim Fatma olurdu abonesi salıncağını evden getirir üstüne uzanır yatardı biz de çevresine kurardık mekânı bir yanda semaver kaynardı bir yanda yaslanırdık ağaca iş yapardık nakış- dikiş- dantel, oya ne varsa elimizde annem arkamızda fasulye toplardı yanımızdaki odun ocağında da fasulye kavrulurdu közünde olan bir kaç mısır sonra patates biber kızartması bir kilim yaygıda oturur başımızı gökyüzüne dikerdik yolundaydı orda her şey eksiksiz çalışırdı düzen bizdik önemli olan bizim çalışmamız, yaşamamızdı bizce neden yok ederdik ceviz ağaçlarını üstüne bir ev kurar bir kaç koltuk yatak atar neden yas tutmazdık ölümüne doğanın bir kaç kırık cümleyle şiirini yazar elifini yok ederdik hayatın tez gelirdik ye’ye.. 03. 04. 2017 / Nazik Gülünay |
Severek ve taktir ederek okudum...
Beğendim...
Kutlarım...
.................................. Saygı ve Selamlar.