karartmaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Benim ağzım çok riskli, öyle dedi annem, bir soygunun en güzel yanı senin soyulmaman, şimdi bir kısa malbora gibi duruyorum kenarda hepinizi öldüreceğim, bunu biliyorsun, annem bir kaç şey daha dedi ama burada söylenmez, salona gel de sana anne koleksiyonumu gösteriyim." Cliff Burton bütün suçu yavaş yavaş düş kuran ellerime yükledim onun parmak uçlarından kutsadım açılan yaralarımı anacan gölgesinin gözlerini aradım dökülmek için dibine en dibine insan yüzlü sarı ottum ince ince beyaz bi kağıda sarılı cızırtılı pikap sesinden gelen ilk çağ kokusu dehşet duman ertesi ah anne karnındaki gibi derli toplu değil hiç bir yer tatarcıklar ve göletler yıkıntıları mamur ansız kuş sürüsü gibi yalpalanıyor havada ölüm korkusu göz göre göre geliyor karartma günleri ellerim hep yüzüme çekili nöbetle öksürüyorum benimki üç beş tıkanmaktan korkuyorum dağlarım çıplak rüzgarım beleş kaskatı kalmış geceye dikili gözüm fena yıldız yağıyor bütün tirenler bütün gömüt başları teyakkuzda ah desem vurulacam içiçe geçmiş iki aynanın tam ortasında |
şiirinizi okuyunca kassandra emriyosu olmak geldi içimden
Anne doğurma beni
dünya güzel değil diye
belki çok özlediğimizden belki
hala ayaklarımızı karnımıza çekip uyumamız
ve eller
uzanıp gökyüzüne
yıldızları avuçlar gibi
Bazen de set çekerek önüme
dünyadan beni saklar gibi
hep güzelsin böyle kibritçikız
kanatları var şiirlerinin
uçurum bize ne yapsın
korkmuyorum düşmekten
güzel yüreğine bin selam ile.