BİR PAPATYANIN GÖLGESİNDE
seni göremediğim her an ama her an
öyle sancılanıyorum ki sanki gök üzerime yıkılıyor yer yarılıyor da beni yutuyor bir canavar gibi okyanuslar gözyaşıma karışıyor ağlamak da çare olmuyor daha ve ateşler yüreğimi cehenneme çeviriyor kül oluyorum her zerremle uğruna ve sana ulaşamadığım,sesini duyamadığım, dalına konup bülbül gibi ötemediğim, saçına bir yel gibi usulca değip her bir telini okşayamadığım, gözlerinin derinliğine düşüp boğulamadığım, ellerini tutup da bırakamadığım seni bir an için bile göremesem yazın kışa evrilmesini yaşıyorum o an koca bir ağaç gibi yokluğunun ormanına devriliyorum ayrılık baltaları canıma değiyor kesiyor kolumu kanadımı seni göremediğim an rengim bir soluyor sorma elim titriyor, yüzüm kızarıyor ve dökülüyor etlerim pul pul senden başka ilaç olamaz hiçbir kul saçlarım cansızlaşıyor fiziksel bir yoksunluk sarıyor beni takatim kalmıyor başkasını sevmeye arz edemiyorum bu halimi kimseye kalbim kırıla kırıla bir hal alıyor sensiz geçen her dakika yüreğime isabet eden birer ok oluyor; battıkça batıyor, kanattıkça kanatıyor ben bu yüzden kolay ölmüyorum sensizlik bana ölümsüzlük kazandırdı ve acının dozajı beni yokluğuna bağımlı kıldı seni acılar içinde seviyorum hüzünlüdür sevmelerim seni yaşlıdır ve gözlerden dökülen kahırla kanlıdır özlemelerim yakıcıdır cehennemden bir ateş parçasıdır dağdan düşen sivri bir kaya parçasıdır zehirli bir damladır bulutlardan süzülen bir çiçekten kokladığım ölümcül bir ıtırdır seni görmediğim her an zehirli bir çıban büyüyor gözlerimde bir taş değiyor kalbime aklıma geliyorsun apansız yüreğine iniyorsun ve beni kendine bir kez daha aşık ediyorsun üst üste aşık olunur mu bir papatyaya aynı kadın binlerce kez sevilir mi ayrılıklar içinde papatya büyütülür mü yürekte ateşler içinde ona uyanır mı bir adam ne diyeyim şimdi sana oluyor işte yoksa benim bu halime ne ad koyacaksın görme halimi sensiz nasıl da perişan olduğumu burada resmetmeyeyim çekmeyeyim başka acı bu dünyada rabbim kalbimi görendir senden daha ötesi yok acı olarak öyle uzak durma, sessiz kalma kem gözle bakma yargılama beni, sevmeye çalış yeniden uzat ellerini ellerim ne hale gelmiş yokluğunun nasırını tutmuş gözlerim sana değemedi hiç gir gözlerime otur oturduğun yere gözüm gibi bakarım sana bebeğim olursun saçlarım çok kırılgan okşa her bir telini yaşam bulsun nefesinle ahenkle dans etsin sana ya dudaklarım sen çöl nedir bilir misin ya da çölü görmüş müsün hiç bak da gör dudağıma düş de gör çöle susuzluk neymiş öğren seni göremediğim her an kendimi kaybediyorum sorma bir hayal oluyorum bu dünyada namım almış başını yürüyor kaptan diye ben de seni arıyorum dere tepe göl deniz, dağ taş ama bulamıyorum bir köylünün yürek yakan yanık sesinde bir sevdalı kızın çeyizinde bir askerin hasret kokan mektubunda bir adamın kağıda döktüğü gözyaşlarında saklıyım bir çocuğu masum gülüşünde dünyanın bütün dillerinde ve seven kalplerinde izini arıyorum şehrinin her sokağında kokunu papatya tarlalarında sesini milyonlarca sesin içinde ve gözlerinin denizin her mavisinde ormanın her yeşilinde belamı arar gibi seni arıyorum sanma ki senden uzağım ve başkasına meyilliyim milim milim seviyorum seni gözlerim başkasına mil çekilmiş gibi bil ki sevgili sen bu dünyada olduğun müddetçe ben başkasına hep meyyitim sen bu dünyada olmadığında ki rabbime duamdır ben çoktan bir papatyaya toprağımdır toprağımdır bir papatyaya seni ötelerde bekliyor olacağım bir papatyanın gölgesinde senden önce ölmek ve seni orada da bekliyor olmak sana olan sonsuz aşkımın her iki cihana sirayet ettiğinin ispatıdır ispatıdır be papatyam |