akrostiş düşüdüşür(me) beni gözünün bebeğinden saçlarımın parmak uçlarını unutamadığı bir gecenin ortasında kaldım yeniden ardın sıra gidiyor yıldızlar tek tek bense güneşi bilmeyen çocukluğum gibi üşüyorum.. ... uzun yoldan geldin sevgili-m sancılı doğumlar biriktiren gözlerin usul usul geziniyor yüzümün her hücresinde.. söyle, mutlu mu bari yüreğime kilitler ören ellerin.. ahh sen bizim olmayan karanlık şehirlere sığındın hep bilemedin bedeninden taşan kararsızlığın bedelini.. kaç kış doğuracaktı sensizlik, kaç bahar ölecekti göğsümde bilmiyorum çocukluğuma ver sana olan fütursuz hayranlığımı.. zaten bir kere hayran oldum ya yüreğine, tutamadım işte kalbimin akışını.. küçüktüm, buğusunda kaybolduğum gözlerinde.. ki o gözlerin usuma sıkılan kurşun gibiydi öldürmeyi de bilemedi, can suyu vermeyi de.. buruk bir özrüm var şimdi Anka kuşuna kalbimin yeniden doğuşunda kalamadı benliğim.. utangaçtı dağ boylarına özenip, kısık kısık bakışan çehrelerimiz, sanki tenimizde batardı kızıl güneş.. pencereni de açardın ya hani, şifreleştirmiştik dilimizi bir tek kalbimi açtım ben sana yetmedi.. oysa seni anımsatan her yere yazıyordum ismini.. kitaplarına da yaz demiştin hatta masumiyetimizi, yazdım.. hiç kimse anlayamadı bir sürü mana yüklediğim kalemin mürekkebini.. senden sonra da hep çamurlu kaldı sokaklar sevgili-m kolay değil yılların birikmişliğini taşıdı üstünde bilinmezliklere gömülen ömürlerin ağırlığı.. bir de biz vardık, ikimiz yol ayrımlarında intiharlaşan özümüzle.. ve gittin ömrümü eceline terk ederek.. yanağımın ıslak izleri yokluğundan kalma hep.. yağmurları alnından öpüp getirdin çünkü bana hoş gör şimdi yağmuruna susayan çatlak dudaklarımı.. emel güneysu / 2003’e yazılamayanşiirler |
Aslında yorum yazacak değilim.
Eserin isminden de görüldüğü gibi şöyle demeli belki de.
Keşke çocuk kalsaydık. Içinde ağırlık taşıdığını söyleyen belli eden anlatan şiiri kutlarim.
Tebriklerimle
Saygılarımla
İsmail Yılmaz