Sen mi İstanbul'sun İstanbul mu senİstanbul’u bir de seni severim martılar havalanır her bakışında bir yolcu vapuru güvertesinde ellerin uzanır ellerimde denizi okşar ayla simlenir denizin bize dönük yüzü sesin dokur sevgi yolculuğumuzu sen mi İstanbul’sun İstanbul mu sen o güzelliğin kollarına atılmak isterim ılık esintin yüzümü okşar koynunda uyumak isterim mavi boğazın kalabalık kaldırımlarda ince uzun yollarda sana çıkmak isterim merdivenlerden bir ev samimi eğilir bakar ellerimdeki sen mi renk renk lâle mi diye öyle sen öylesine İstanbul ki gözlerimdeki nem yine sen kurutursun bilirim kollarında açtığımda gözlerimi boğaza karşı döndüğümde yüzümü önümden gelip geçerken çeşit çeşit insanların tuzu dudağımda çekirdeğin ve esintin boynumda fular gözlerin yosunlu deniz içime akar kutsal bir su gibi içesim gelir eğilirim unutulmuş bir sokak çeşmesine aşkımız gibi tarih kokar İstanbul elimde zincirli bir maşrabadır şimdi ve sensin İstanbul camii minarelerinden eteğime uçuşan güvercinler.. 21. 02. 2017 / Nazik Gülünay |