BELKİ; KÖKyol kenarına atılmış bir cesedin üzerine örtülmüş gazete gibiyim bugün. manşetimde içinde ekmek ve zerdali ağaçları geçen şiirler vuruyor, olay yerine gelen polislerin yüzüne. pillerin ömrü çok kısa, insan hakları kaç heceli. zaman; bana gelmen mesefesi. şimdi; kipinin başına silah dayanmış suskun an duvar; bölücülük Berlin; duvar siktiret gözlerin ödül almış bir fotoğraf gibi duruyor aklımın duvarında. ama kaçırdığım hiç bir şeyden özür dilemedim. bu şiiri yazmak için tebessümüm basıldı ağzı bozuk bir küfürle, ana avrat düz gittim o yüzden binemedim hiç bir trene. Hamlet ne derse desin çokta sikimde çünkü patates kızartmıyor hiç bir kadın. zaten muhabbet kuşları öldü gözlerinin mağarasına çizdiğim resimler sicim tarifiydi arkeolojiye konu olur mu, okutulur mu ortaokul müfredatında bilmem. ama hayallerine ekmek getirmek için. hala çok samimi bir bağlaçta sigortalı çalışır. sende rapunzel gibi uzat saçlarını bırak çocukluğunun ellerine belki tutar bizi belki... |
Saygı ve selamlar.