Daüssıla 24-Çaresizlik
ha!; olmayacak duaya da amin
ha bizimki olmaycag dova ömürde bi tefacık sarılıvısında solu(ğu)nu, kokusunu ıscaklığını bi duyayın ha! ondan sonura alsın canımı alcağsa zati bi can borcum mar Allah’a sana canım bin kere feda gözümü gırpman gözlerin yollarını Ismayılım bi guru gara zevdadan başka neyim mar Alla(hı)n aşgına zevdandan başga neyim mar Ismayılımm.. “namıs namıs” deye ataşını söyündürdü kaç sözde goca ne eza cafalarınan geşdi ömr-ü hayatım “gan kusdum daa, gızılcık şerbeti” dedim vallaha ne çıkmaz canım marımış, çıkmadı canım canıma yetti, yüzbin tefa, emme “seni duyar da üzülür” deye deye hayalın ganıma ğirdi; caydırdı Ismayılım!! eyi bi ğün görmedik desek yalan olu emme eyi mi etdim kötü mü onuda fehmetmedim bilmen düşüncek vahtın oldu mu desene o(ğ)lannar etişdi de, i(n)şa(a)t mişat derkene, bana da çevrikleyvidiler huraya iki oda ha şükür emrine, garşı goman, kör gelmen emme de.. emme gel sen bi dee bana sor, bana canıma neye gıymadığı, ne uğruna yaşadığımı Ismayılım.. “neler geldi neler geşdi felekden un elerdim deve geşdi elekten” deyen az bile demiş vallaha.. gı boyu yüklü taha çocuğun üsdelik ben çıkarılıvırı mı gı, gapı dışara satan hadi sözde bobam olcak da, ben boyu yüklü beni alan döyüse ne deyen nasip decen; nasıl bişiyimiş bu alın yazım Allah düşmanıma yazmasın ya-a bu gader file değil zülüm emme dayandım senidin; gücüm-guvatım, canımın canı Ismayılım..! o analığın etdiği eziyet var ya, yatdın suş, gakdın ceva, donuz mezerinde yatasıca hani ermanı mezalimi zolda zıfır galı(r) valla vermesin kimseye can düşmanımısa da o sümsük, müleves hoyuğa; hinci boba mı deyeyin, çocuklarına deği(l) de taygeldilere sa(h)ap çıkdı belki üsdüne de aldı da gardaşlarımdan uzak, ben bi dedemi bildim gördükçe duydukça, içerim yana yana bi tenesine saap mı çıkabildim, sen olmasan ben canımdan, dünnemden geşdim “gak” dedin gakdım, “yörü” dedin seğittim gülüşün canıma can gatdı Ismayılım.. “yağmır yağar suya doyar dereler hençeremi acıtmayo yareler gurbetelde ölüp galsam yad eller kimsesizler mezerine defneder ya ben seni kimlere sorayın nerde bulayın Ismayılım” “emme yok mu derdin beni del eyler burdan sana yörünmedik yol eyler gurbet elde galsan seni yad eller iki kürek toprağına defneder ya ben seni nellerde arayın nası bulayın Ismayılım” |
Yarpuz(Doğrul) köyünün kendisine özgü mahali lehçesi içersinde öteden beri dile getirdiği hasretlik,askerlik ,gurbetlik,aşk üstüne çağırdığı türküleri,anlattığı öyküleri vardır.Örneğin:Türk tarihine 93 harbi olarak geçen o meşum harbi görenler,o açlık ,o kıtlık yıllarını yaşayanlar,çocuklarının açlıktan ölmesini önlemek için canlarının yongası olan koskoca develerini 3- 5 okka una değişip yiyenler,o acılı zamanları şöyle nakleder...
NELER GELDİ NELER GEÇTİ FELEKTEN
UN ELEDİK DEVE GEÇTİ ELEKTEN
Diyerek o ızdırap günlerini iki mısracıkla özetleyiverirler.
Mısraları sayfanızda ,şiirinizin içinde görünce annemin hiç görmediğim babasına,Abdulkadir dedeme,onun köyüne bir vefa borcudur diye düşündüm.Belki başka köylerimiz de sahiplenecektir.Benim kesinlikle bildiğim o köy halkının geçmişte İpek yolunda kervanlarla taşımacılık yaptığı.
Atanıza rahmet,kaleminize kuvvet diliyorum.Saygılarımla
Tülay Bostancı tarafından 2/8/2017 12:59:50 AM zamanında düzenlenmiştir.