Daüssıla 4-Anam“-hiç unutmam; bir güz günüydü sabahın ayazında, belimde anamın özene-bezene sardığı fistanının eskisi ekmek çıkısı Ak Mehmet amcanın peşinde kasaba yolunda babamın ardım-sıra bakışı dönüp baksam görecekti, ağladığımı …. adım gibi eminim, ardımsıra geliyordu dönüp baksam; gözleri dolu, Allah biliyor ya hiç ardıma bakmadım işin aslı bakmak için can paralıyorum ama elimden gelmiyor, yapamıyorum gözümün önünde daha dün gibi belki geri döndü o dakika ama sanırım peşim sıra geldi yol boyunca, saatlece geldi biz dönene kadar Ayıplar Korusunu ünlese seğirdip gidip, sarılacağım sarılacağım, sımsıkı … oysa bize; başımızı dik dutmak, dönüp, geriye bakmamak, sana verilen emeklere boş vermemek, ananın-babanın hakkını helal etdirmek onurlu olmak öğretilmişti mesele değildi yoksulluk ahval ve şerait ne olursa olsun “onurlu” biz de sadece onurlu olduk başka hiç bir şeyimiz de olmadı zaten! zaten; bir daha da görmek nasip olmadı rahmetliyi hâlâ yanarım; köyde kala da taş taşısaydım ömrü heba ettim hâlâ yanarım neden gittim, niye dönmedim ömür boyu şuramda bi sızı” ……...! “babaaam! “-ne zaman … bi yaşlı gadıncağız görsem elleri nasırlı, beli bükük, gariban! amaa; gözleri… gözleri sevgiyle bakan nur içinde yatasıca anam düşer yadıma çaresizliğinden çare telkin eden “Allah beterinden saklasın, beterin beteri var ay yavrım” deyen güçsüzlüğünden bize umut yeşertmeye çabalayan, güleç yüzlü anam! yoktan …. var eden hiçbir şeyi esirgemeyen her öğünde bulup-buşurup sofayı donatan, çocukları olmadan boğazından yarım lokma geçmeyen bizim yediğimizle doyan, bayramdan bayrama da olsa sofrada birimiz olmasa yüzü gülmeyen gönüller dolusu güzel dileklerini “ümmed-i Muhammed’in evlatlarına” da; dileyen yoları gözleyen !* bir klakson sesi duyulsa… gecenin geç yarısında şoseden bir araba şavkı yalasa Akgedikden bir araba dönse köyde bir kamyon gürlese evladını beklermiş anammmm “yücedağ başında bir ağaç vardır ağacın gölgesi kendine dardır dönüp dönüp de arkasına bakıyor kınaman yiğidi, sevdiği vardır” H.Kç nerden bulduysa o günün behrinde kuşağının arasından çıkardı da iki buçuk lirayı “eyi sakla, imi? düşüreyin deme sakın” diye cebime sıkıştırdı” bilmen niyeyse bir dondurma alıp da yemedim o iki buçuk lirayla sanki sarılira sahibiyiz öyle ya!.” ; aaah anammm! Urbası yeni, yoldan her geleni kendi evladı sanan değilse, hiç değilse bir selam bekleyen, “iyi” haberine kuşkuyla yaklaşan, gözleri yolda gönlü, gurbete uçan evlatlarının, mutluluğunda sağlık haberlerinde her bayram arafesinde beni uman eceli geldiğinde bile umutlanan anam………. “yedi yıldır daramadım saçımı felek deyverse de bilsem suçumu eller düğün bayram eder de ben gurban mı etdim karakoçumu..” Resim Memonun Hanımı Kökeli Feden Ebe fotoğraf için Sn Özkan Cengiz’e teşekkürler |
Kutlu yüce dileklerimle.
Çok Beğendim.
…………………. Saygı ve Selamlar…