Yüzkırkaltıncı Gurbet Trenini Uğurlarken... en güzel mevsimleri daha tüketmedik dedi ruhum avuç içlerimin sızılı ama hâlâ gülümseyen çizgilerine dokunurken kocaman bir âh sesi eklendi araya nakarat nakarat büyüdü ses tellerimin gizemiyle başladı bağlamam en yanık türküsünü çalmaya gözlerimin tekelinde delice özlem bütün sevgi yağmurlarını ben ben yağdırdım dercesine biraz baban biraz annen biraz aşk biraz da mutluluk kokan kaç şiiri ezberledik dedi sonra usum parmak uçlarımı usulca okşayarak ılık bir esinti dağıldı hücrelerime öylece kıvrıldım kaldım anne rahminde huzuru yakaladım saçlarım uzanırken babamın ellerine hissettim dedim köküne kadar şefkâtin nefesini şimdi çocuksu bir kekeme sevinci yüreğimde yeni bir şiire yol alırken gurbet treninde el sallayan bütün yüzler tanıdık ağlayanların hepsi ben gülenlerin de... nagihan |
çok da burkuldu içim ve demlendim hüzünle çokça da özlem biriktirdim içimde.
ve derken bir şiir damladı yüreğimden yine şiirinle kardeş, yüreğinle hemhal.
seni seviyorum.