VLATVA NEHRİNDE SÖYLENEN ARYALAR
kırmızı kentin dudaklarına yağmurlar düşüyor
kuğuların dansında ahenkli aşklar loş katedraller eski şehir meydanı prömiyeri yapılmadı bu aşkın obeliksler gibi dikmişler seni kalbime dehlizlerimde mozartın bir fogot ezgisi ah valesi kayıp aşklar kim karşılayacak bizi figaronun düğünüyle karl köprüsünde armonileri yitik kalbin ezgisinin fagot çalan kız prag efsunlu prag yağmurlu altın şapkalı kulelerden milena jejenskayı çağırmalı ah valesi kayıp aşklar kim karşılayacak bizi slavya kahvesinde nazım hikmet şiirleriyle petrin kulesinden attım hayallerimi kırmızı kentin dudaklarına yağmurlar düşüyor tramvaylar geçiyor düş ülkesinde yalnızlığımızın üzerinden aşklar ah gerçeküstü aşklar şehrin rastlantısal güzelliklerinde dolaşıyor bohemce flüt ezgileriyle slavya kahvesinde aşklar efsunlu prag yağmurlu gümüş kanatlı melekler düşüyor geceye gönderilmeyen bir mektup milena jejenska nisan yağmurudur aşk geçer diyor barok kubbelerden seslenen yağmurlu sevgili çiçeklenmiş bak vlatva nehri aşkın büyüsüyle saçları saman sarısı bir ayrılık masal şehrin rüyası genç adamlar bırakıldı dumanlı şarap mahzenlerinde kırmızı şallı kadınlara akustik yalnızlıklar söylendi lejyonerler köprüsünde bekledi birbirini genç sevgililer meydan saatlerinin önünde yüzyıllık bekleyişlerle sararmış barok çekmecelerden mileneya gönderilmeyen mektuplar yağmurlu bir güz akşamında kafka ince boynuna buseler bırakıp gidiyor ah milena kent yalnızlığına karışıyor küçük aryalar böyledir işte milena ırmaklı kentlerin kederi yarı çıplak gövdelerde yalnızlıklar sarıverir benliğini saçları önüne dökülmüş aşkların kısa dans şarkıları biter ansızın kırmızı şallar takan kadınları prag baharlarında kim tamamlar ah kafka ölümcül yaralar aldık aşk mektuplarından ah valesi kayıp aşklar kim karşılayacak bizi senfonik susuşlarda yağmurlu bir prag sabahında goethe kahvesinde gitarınla bir john lennon şarkısı çal öyle git petrin kulesinden hayallerimi attım ah milena efsunlu mektuplarını yaktım aryalar söyleniyor slavya kahvesinde vltava nehri pragı ikiye bölüyor elbeye ulaşıyor çığlığın barok yalnızlıklarda keyfe keder kararmış bir efsun Ömriye KARATAŞ 03.01.2017 |